Boks çok izlenen bir spor dalı, pek beğenilmese de… Muhammed Ali Clay’in savaş karşıtlığı nedeniyle elinden alınan şampiyonluğunu kazanma mücadelesini sabaha karşı televizyonlardan izledik. Kuşkusuz Muhammed Ali belirleyiciydi orada, sonrasında yine unuttuk boksu. Değişen ve gelişen dünya boksu artık spor olmaktan çıkarttı, olimpiyatlarda bile yer almayacak bir süre sonra.
Sinema bokstan yana tavır alıyor. Abartılı olarak kanı daha çok gösterse de temel öyküyü ondan uzak tutmaya çalışıyor. Creed III de öyle.
Her ne kadar daha öncekileri izlemediysem de bu kez konu geçmişle hesaplaşma, yüzleşme ve kendine değer kanıtlama olunca bir farklılık seziliyor.
Michael B. Jordan, bu üçüncü Creed’de yönetmenlik koltuğuna da oturmuş. IMAX teknolojisiyle çekilen ilk spor filmi diye duyurulan film, önceki filmlerde eksik bırakılan başlangıç ve sonu da bir arada sunuyor.
Kendini kanıtla…
Gençken biri diğerinin yardımcısı konumundayken çıkan olaydan korkup kaçınca ister istemez geçen zaman aradaki mesafeyi uzattığı gibi arkadaşlığın sıcaklığını da yok ediyor. Belki de içtikleri su bile ayrı gitmeyecek iki arkadaş, içten içe -biri terk edilmişliğin hıncıyla, diğeri terk etmişliğin karşı konulamaz iç çelişkisiyle- birbirlerini belleklerinde yaşatıyor. Terk eden iyi bir kariyer, iyi bir aile oluşturmuş, iyi bir işe sahipken terk edilen cezaevinde her gün yeniden yüzleşmek için hazırlıklarını sürdürüyor.
“Pırlanta” Dame’in hayatının amacı şampiyon olmak. Ancak hüküm giyince arkadaşına bir ders de vermek buna eklenen yeni bir halka oluyor. Daha önce hiç dile getirmediği bu yeni amacını şampiyon olduğu gün açıklıyor. Artık iki gücün, iki eski arkadaşın çatışma zamanıdır. Filmin, bana göre asıl düğümü orada. Geçmişte kalmış bir hesaplaşmanın yıllar sonra gündeme getirilmesi kime yarar? Eşi işinde başarılı, küçük sevimli kızıyla mutlu birinin bu hesaplaşmadan kazancı ne olabilir?
Burada iki eski arkadaş kendi kararlarını verirken seyirci de kendi yaşamındaki benzer durumları tartıyor kafasında. Ringde atılan her yumruk seyircinin attığı ve yedikleridir aslında. Kazanabilir miyim, sorusu yaşam boyu kimsenin aklından hiç çık(a)maz ki!
Değerini kendinize kanıtladığınızda, kim ne derse desin rahat ve huzur içinde olacaksınız. Değilse bütün nasihatler bir kulağınızdan girip diğerinden çıkacaktır.
03 Mart gününden başlayarak gösterimde…
(Bu yazı sadibey.com'dan alınmıştır)