8 Mart haftası sebebiyle, Eğitim Sen 10 Mart günü okullarda tahtaları mora boyayarak (mor, kadın mücadelesinin rengidir) bir ders saati  toplumsal cinsiyet eşitliği dersi vermek istedi. MEB bu dersin verilmesini  yasaklandığını açıkladı.

  Yazımızda şu üç soruya cevap arayacağız;

  • Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir?
  • Eğitim-sen toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu, neden bir ders  saati işlemek istemiştir?
  • MEB'in bu dersi yasaklamaktaki amacı nedir?

  Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir? Farklı cinsiyetlere sahip bireylerin eşit haklara sahip olması demektir. Yani kadın-erkek eşittir ve eşit olmalıdır diyor.  Dolayısıyla mesele aynı zamanda  insan hakları meselesidir. Kadınlar ve kız çocukları da  insandır. İnsan olmaktan kaynaklanan haklarını, talep etme hakları da vardır.

  Eğitim Sen bilimsel, laik ve demokratik eğitimden yana bir sendikadır.     Sendikal görüşü gereği  böyle  önemli bir konuya dikkat çekmek istemiştir. Eğitim Sen "Toplumsal cinsiyet rollerinin aile, okul, hukuk, ahlak, din ve medya tarafından sistemli bir şekilde inşa edildiği ülkemizde, eğitim sistemi bu eşitsizliklerin sürdürülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Şu an okullarda ve dersliklerde, öğrenciler, resmi ve yazılı olmayan gizli müfredat ile toplumsal cinsiyet temelinde ayrıştırılmaktadır. Resmi ve örtük eğitim müfredatının cinsiyetçi bir anlayışla hazırlanarak, özellikle kadınların ve kız çocuklarının toplumsal cinsiyet rollerini meşrulaştıran yapısı,  kadına biçilen cinsiyet rolleri eğitim süreçleri üzerinden hayata geçirilmek istenmektedir. İktidarın hedefi, kadını ve kız çocuklarını aileye bağımlı, erkeğe tabi kılmaktır. Karma eğitime yönelik müdahaleler, eğitimin dinselleşmesi ve çocukların ataerkil rol kalıpları ile yetiştirilmesine yönelik müfredat içeriği; şiddetin, cinsel istismarın ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın önünü açmaktadır." Diyerek toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekmiştir. Sadece dikkat çekme ile kalmayıp aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin tüm kademelerde zorunlu ders olarak okutulmasını talep etmişlerdir.

Birazda bu derslerde yapmayı hedefledikleri etkinliklere bakalım; bilinen bir masalı cinsiyet rollerini tersine çevirerek anlatmak. (Örneğin; kül kedisini erkek olarak düşünüyoruz)  30 yıl öğretmenlik yaptım yani pedagojik eğitimim var. Bu bence aynı zamanda empati kurmayı da güçlendirecek çok güzel bir etkinlik.

Kız ve erkek çocuklarına biçilen roller, davranışların fark edileceği oyunlar oynamak ve üzerine konuşmak. Örneğin; “erkekler ağlamaz, kızlar çok hassas” gibi kalıpların kırılmasına yardımcı olabilecek, çocukların duygularını ifade ederek kendilerini tanımaya dönük yaratıcı bir etkinlik.

Son olarak: "Neyi severim. Neyi yaparım?" Ben şahsen en çok bunu sevdim. Anlamaya,  kavramaya, düşünmeye,  sorgulayamaya dönük,  farkındalığı arttıran, çocuğun kendini tanıyabileceği çok yaratıcı bir etkinlik. Eğitim-sen yine çocuklarımızın pedagojisini de göz önünde bulundurarak her etkinliği en ince detayına kadar düşünerek planlamış. (Linke yazının sonunda ulaşabilirsiniz)

Şimdi gelelim MEB neden bu kadar ince düşünülmüş ve çocuklarımıza her anlamda oldukça faydalı olabilecek bu dersi yasaklamıştır. Konu ideolojiktir. İktidar, demokratik olmaktan, bilimsel olmaktan, eşitlikten uzak, gerici anlayışını ve fikirlerini eğitim sistemine empoze etmeye çalışmaktadır. Her alanda olduğu gibi eğitim  sistemimizin içinde de kadını, kız çocuklarını yok sayan, eşit yurttaşlık haklarımıza saldıran bir tutum izlemektedir.

  Milli Eğitim Bakanlığı'na  2014-2016 yılları arasındaki ETCEP (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin geliştirilmesi) projelerini hatırlatalım. MEB'in uyguladığı ETCEP nedir? Aslında açılımından da anlaşılacağı gibi  kısaca kız ve erkek çocuklarının haklar ve fırsatlardan tam ve eşit bir biçimde yararlanmasıdır.

  Eğitim-sen'in “10 Mart toplumsal cinsiyet eşitliği dersi” etkinlik açıklaması sonrası, MEB kamuoyuna bunun ne kadar zararlı olduğunu içi boş bir metin ile bildiriyor, yasak getiriyor ve öğretmenleri tehdit ediyor.

  MEB'e şu soruyu sorarak bitirelim, yıllarca önemli bir proje olarak eğitimde uyguladığınız ETCEP'ten sonra bugün  toplumsal cinsiyet eşitliğini  bir ders anlatmak isteyen öğretmenlere bu düşmanlık neden? 

Ben de 30 yıldan fazla öğretmenlik yapmış biri olarak; Eğitimin ideolojik temeller üzerinden değil, bilimsel ve pedagojik temeller üzerinden kurulması gerektiğini savunuyorum.

https://egitimsen.org.tr/cinsiyetci-egitim-politikalarina-karsi-10-martta-cinsiyet-esitligi-dersi-yapiyoruz/