Adana Seyhan Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, merkez Seyhan ilçesi Akkapı Mahallesi’ndeki bir depoda sahte zemzem sularının bulunduğu ihbarı üzerine ilgili adrese baskın yaptı. Baskında 15 bin litre sahte zemzem suyu ele geçirildi. Yapılan incelemede, pet şişelerin çeşme suyu ile doldurulup üzerlerine zemzem suyu etiketlerinin yapıştırıldığı tespit edildi. Zabıta ekipleri, 15 bin litre sahte zemzem suyuna el koyarak depoyu mühürledi ve kapattı.
Bu trajik hikâyeyi yalnızca bir dolandırıcılık meselesi olarak görmek meseleyi yüzeysel değerlendirmek olur. Bilal Ç.’yi bu hikâyede ilginç kılan, sınıfsal konumunun sınırlarında modern piyasa mantığını “pratik zekâsıyla” uygulamış olmasıdır.
Günlerdir kafamda dönüp duran Bilal Ç.’nin savunması şudur: “İnsanlar buna inanmak istedi, ben sadece arz-talep dengesine uyum sağladım.” Bu ifade, kapitalizmin bireylere dayattığı ahlaki ikilemin ve çürümüş piyasa dinamiklerinin sade ama vurucu bir yansımasıdır. Burada suç, yalnızca bireysel bir seçim değil, sistemin bireyleri mecbur bıraktığı bir sonuçtur. Kapitalizm, tüketim kültürü üzerinden inancı bile kârlı bir malzemeye dönüştürür. Kâr demişken; Bilal Ç.’ye 5 ayda 90 milyon TL kazandıran kârlı bir karışım…
Bu bağlamda halkın sahte bir zemzemde bile kurtuluş umudu araması, inancın manipülasyona ne kadar açık olduğunun göstergesidir. İnanç, kapitalizm tarafından önce kutsallıktan koparılıp metalaştırılmış, ardından bireyler bu sistem içinde sahte umutların peşinde koşmaya zorlanmıştır. Gerçekte Bilal Ç., arz-talep yasasını takip eden küçük bir girişimcidir. Peki, suçun gerçek sahibi kutsal değerleri bile pazarlama becerisini sanat haline getiren sistemin kendisi değil midir?
Dolandırıcılığın Sınıfsal Kökleri
Zemzem suyu sahtekârlığı yüzeyde yalnızca bireysel bir dolandırıcılık gibi görünse de derinlerde toplumsal eşitsizliklerin, yoksulluğun ve umut ticaretinin bir yansımasıdır. Kapitalist sistemde temel insan duyguları ve inançları bile meta hâline gelir, yani piyasa içinde alınıp satılabilen ürünlere dönüşür. Zemzem suyu gibi kutsal bir kavram, bu tüketim dünyasında bir fırsat olarak algılanır ve piyasaya sürülür.
Bilal Ç. gibi figürler yalnızca kötü niyetli bireyler değildir; onlar bu sistemin ürettiği karakterlerdir. Yoksulluğun, güvensizliğin ve çaresizliğin hüküm sürdüğü toplumlarda insanlar, umuda sarılmak için kutsal ya da manevi değerlere daha çok ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaç talep yaratır. Bilal Ç. gibi kişiler, bu talebi karşılamak üzere “arz” yaratır. Kapitalizmin en acımasız dinamiği de burada devreye girer; umudu pazarlamak, çok daha kârlı bir iş modeline dönüşür.
Kutsal Kapitalizm: “Blessed Water Inc.”
Zemzem suyu hikâyesinin bir versiyonu Batı’da da görülmüştür. Amerika’da “Blessed Water Inc.” adında bir girişim, musluk suyunu kutsal su diye şişeleyip satmıştı. Şirketin CEO’su, “Halkın inancı yüksek, neden bunu paraya çevirmeyeyim?” mantığıyla hareket ediyordu. Ancak bu girişim, kısa sürede ticari dolandırıcılık suçlamasıyla kapatıldı. Sosyalist bir bakış açısına göre, bu tür örnekler halkın inançları üzerinden maddi kazanç sağlamaya yönelik girişimlerdir ve toplumun çıkarlarını bireysel çıkar uğruna istismar etmek anlamına gelir.
Zemzem Suyu: Kutsal Sembol, Meta Değer
Zemzem suyu, İslam inancında kutsal bir su kaynağından alınarak manevi bir değer taşıdığına inanılan bir semboldür. Ancak kapitalist tüketim kültürü, kutsallığı ve maneviyatı bile pazarlanabilir bir ürün hâline getirmekten çekinmez. Sosyalist bir bakış açısıyla, kutsal kavramların bu şekilde ticari birer meta hâline gelmesi, inançların piyasa dinamikleri tarafından araçsallaştırılmasının açık bir örneğidir.
Zemzem suyunun şişelenip etiketlenerek satılması, inancı bir “ürün” seviyesine indirger. Bilal Ç., piyasanın mantığını kavramış bir satıcıdır. Zemzem suyunun orijinalliği, manevi değeri ya da kutsallığı onun için önemli midir? Tabii ki hayır. Onun için önemli olan, bu ürünün piyasada bir karşılık bulmasıdır. Dolayısıyla Bilal Ç.’nin suyu sahteleştirip satması, kapitalizmin kutsal olanı metalaştırma eğiliminden farklı değildir.
Kapitalizm her şeyi pazarlama becerisine sahiptir:
•İnançlar ürün olur,
•Maneviyat bir markaya dönüşür,
•Tüketici tüm bunları para karşılığında satın alır.
Buradaki ironi şudur: Tüketim kültüründe gerçek zemzemin şişelenip satılması ne kadar meşru görülüyorsa Bilal Ç.’nin sahte zemzemi satması da aynı ölçüde piyasa mantığına uygundur. Bu durumda suyun sahte ya da gerçek olması, kutsallığından çok, üzerine yapıştırılan fiyat etiketine bağlıdır. Tüm bu zemini hazırlayan tüketim ideolojisinin kendisidir. Dolayısıyla asıl sorgulanması gereken, Bilal Ç.’nin sahte zemzem suyu satması değil, kutsalın neden bir ticaret nesnesine dönüşmesine izin verildiğidir.
Sonuç olarak, Bilal Ç.’nin kendi ifadesinden de yola çıkarak diyebiliriz ki kendisi küçük çaplı bir girişimcidir. Peki, Elon Musk’ın uzayı satmasıyla Bilal Ç.’nin zemzem satması arasında ne fark vardır?
•Büyük balık küçük balığı yer, büyük girişimci küçük girişimciyi yargılar.
Bilal Ç., “Kazanca çevirdim.” diyor. Karl Marx yaşasaydı, sakalını kaşıyıp şöyle derdi: “Emek-değer teorime aykırı.” Zemzem suyu, kutsal bir doğal kaynak olarak toplumun manevi değerleri arasında yer alır ve üretimi bir emek süreci ile gerçekleşmez. Bu bağlamda, bir suyun kendiliğinden çoğaldığını iddia etmek (üstelik kazanç amacı güderek), emek harcamadan kâr sağlama yoludur.
Rağbetin Felsefesi
Adana’daki sahte zemzem suyu meselesi, ekonominin vicdanına dair bir ders verir. “Rağbet vardı, kazanca çevirdim.” sözü, kapitalist dünyada ticaretin sihirli formülüdür. Sosyalizm ise insanları toplumsal fayda için üretmeye teşvik eder; değer üretmek için emek şarttır. Zemzem suyunu çoğaltmak ve satmak, sosyalist ahlaka göre bir sömürü ve aldatmacadır.
Adana’nın sıcak sokaklarında sırtında zemzem dolu bidonla yürüyen girişimcimizi düşünelim. Muhtemelen gülümseyip kendi kendine şöyle diyordur: “Para konuşur, kutsallık susar.” Kapitalist dünyada para konuşur, kutsallık susar. Ama unutmayalım: Sosyalist eleştiri hiçbir zaman susmaz ve her damla suyun gerçek değerini hatırlatmaya devam eder.
Kaynaklar:
“Adana’da Sahte Zemzem Operasyonu”, Anadolu Ajansı, 15 Ocak 2025.
“Zemzem Suyu Dolandırıcılığına Büyük Baskın”, Cumhuriyet, 16 Ocak 2025.
“Blessed Water: Fraudulent Holy Water Sales Exposed”, The Guardian, 12 Şubat 2023