Aile tanıtım programında Erdoğan'ın açıkladığı yeni doğum yapacak annelere ilk çocuk için tek seferlik verilecek 5.000 TL'lik yardımın masrafları karşılaması mümkün mü?

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2025 yılını aile yılı olarak ilan etti. Geçmiş dönemlerde yaptığı üç çocuk çağrısını tekrarlayan Erdoğan konuşmasında düşen doğurganlık oranı ve azalan nüfus artış hızına değinerek "Türkiye'nin genç ve nitelikli nüfus bakımından hızla kan kaybettiğini gerekli önlemler alınmazsa ilerleyen dönemlerde bu durumun ülkemiz için büyük bir sorun teşkil edeceğini "söyledi.

Aile tanıtım programında Erdoğan'ın açıkladığı yeni doğum yapacak annelere ilk çocuk için tek seferlik verilecek 5.000 TL'lik yardımın masrafları karşılaması mümkün mü? Ülkenin ekonomik durumu göz önüne alındığında yeni doğan bir bebek için alınması gereken ürünlerin (piyasadaki en ucuz ürünler seçilse bile) bugünün fiyatlarıyla 9.350 TL tuttuğu yani yapılacak 5.000 TL'lik yardımın masrafları karşılamakta yetersiz kalacağı görülüyor. Ayrıca ikinci çocuk için 1.500 TL, 3. ve sonraki çocuklar için de her ay yine 5.000 TL olarak yapılacak ödemelerin özellikle çocuklar için üretilen malzemelerin ve gıda maddelerinin fiyatları göz önüne alındığında yapılacak yardımların piyasa fiyatlarının altında kalacağı da bir gerçek. Çünkü yapılan her sefalet zammından sonra olduğu gibi cumhurbaşkanının aile yılı toplantısında yaptığı ekonomik yardım açıklamalarından sonra fiyatların artacağı ve yapılacak bu yardım tutarlarıyla ancak bu masrafların bir bölümünün karşılanabileceği geri kalan yükün yine ailelerin sırtına yükleneceğini göreceğiz. Fiyat artışlarının kontrol altına alınamadığı ve alım gücünün her geçen gün daha da azaldığı ülkemizde yapılacak bu tarz yardımların masrafları karşılama noktasında yetersiz kalacağı kaçınılmaz bir durum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarı doğurganlık oranının azalması, nüfus artış hızının düşmesi ve gençlerin evlenememe ve yuva kuramama sorunlarının nedenini modern kültüre yükleyerek yapacağı yetersiz yardımlarla bu duruma bir çare bulacağını düşünüyor. Lakin bu durumun esas nedeninin uygulanan sermaye yanlısı zengini daha da zenginleştiren fakiri daha da fakirleştiren kapitalist politikalar olduğunu görmezden geliyor. Yurttaşların temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığı, alım gücünün her geçen gün biraz daha düştüğü ve fiyatların kontrolsüzce arttığı ülkemizde iktidarın geliştirdiği bu tarz politikalarla yurttaşların ve ülkenin durumuna ne kadar yanlış bir yerden baktığını görmüş oluyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkenin ekonomik sorunlarını görmezden gelerek sanki tek sorun üç çocukmuş gibi açıklamalar yapması durumun ciddiyetinin pek de farkında olmadığını gösteriyor. Özellikle son yıllarda yaşanan geçim sıkıntısının da etkisiyle ülkemiz birbirine tahammül edemeyen, gelecek umutlarımın olmadığı, asık yüzlü ve mutsuz insanların yaşadığı bir ülke haline geldi. AKP iktidara geldiğinden beri başta ekonomi olmak üzere her alanda yaptığı başarısız uygulamalar sonucunda ülkeyi yurttaşlar için yaşanamaz bir hale getirdi. Tüm bu gerçekler gün gibi ortadayken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tek derdinin gençlerin evlenmeleri ve üç çocuk yapmaları olması da trajikomik bir durum.

Gelelim esas mesele olan ülkemizde yaşanan sorunların çözümü meselesine; 20 yılı aşkın bir süredir iktidarda bulunan AKP ve 2018 yılında değişen sistemle beraber saray rejimi bu sorunların çıkış noktasını oluşturmaktadır. Uyguladığı politikalar sonucunda fakirlik ve sefaleti yurttaşların kaderi haline getiren saray rejimi ve AKP iktidarının sorunlara bir çözüm bulamayacağı zaten niyetlerinin de yurttaşların sorunlarına çözüm bulmak olmadığı tek amaçlarının sermaye ile kurdukları yağma düzenin devamı olduğu açıkça görülüyor. Durum böyleyken biz yurttaşlara düşen durum daha da kötüleşmeden kurulan bu yağma düzenini sonlandırmak ve halktan yana projeler geliştiren daha adil bir düzenin kurulması yönünde çaba göstermek olacaktır.