Halk iradesine sahip çıkıyor ve gelecek günlerde bu sahiplik duygusu daha da artacak.

Çünkü buna mecbur.

Bu yüzden, öyle ya da böyle, bu iktidarı değiştirecek.

Belki diyorsunuzdur "yıllardır aynı şey değiştirmiyor işte".

Hayır öyle değil.

Bu iktidar bugün tamamen yok ettiği demokrasi ve hukuk kırıntıları sayesinde bu günlere gelmişti.

Şimdi kalanları da yok etti artık karakış kapıda.

Bundan sonra o güzel güneşli günler yok.

Çünkü hukuku demokrasiyi ve serbest seçimleri tamamen ortadan kaldıran bu iktidarın, İran gibi Azerbaycan gibi, beslenebileceği petrol yatakları falan yok.

Rusya gibi doğalgaz rezervleri de yok.

Bu ülkenin yegâne doğal kaynağı insandır.

Bu insan kaynağını işlemenin yolu da hak ve özgürlükleri güçlendirmek,

Eğitim sistemine yatırım yapmak ve Anayasal bir Devlet olmaktır.

Türkiye demokratikleşmeye ve Anayasal bir devlet olmaya mecbur kalacak.

Çünkü başka yol bulamayacak.

Türkiye ne Rusya olabilir ne de İran.

Evet Rusya gibi veya İran gibi olmaya çalıştığını görüyoruz ama bu imkânsız.

Sadece bu nedenle bile olsa kaybedecekler.

Türkiye bir ara devir yaşıyor ve bundan çıkacak.

Suya giren insan nasıl bir süre sonra kafasını sudan çıkarmak zorunda ise Türkiye de sosyolojik ve ekonomik gerçekler karşısında, kafasını hukuksuzluk batağından çıkarıp demokrasi nefesi almaya mecbur kalacak.

Türkiye'nin sosyolojik ekonomik ve coğrafi koşullarının dayatacağı bir gelecek var önümüzde.

Yegâne doğal kaynağımız olan gençlerimizin eliyle barış içinde bir ülke olacağız.

Elbette sıkıntılı günler yaşayacağız ama ben bu süreçte Türkiye için işleyen zamanın okundan bahsediyorum.

Zaman bu zorbaların hepsini silip süpürecek.

O yüzden enseyi çok da karartmayın.

AKP’nin devri kapandı. Artık zamanını bekliyor.

Çünkü çok büyük bir hata yaptılar.

Bunu ilerde daha iyi anlayacaklar.

Belki şimdiden bile fark etmeye başlamışlardır "biz nereye gidiyoruz ne yaptık böyle" diye.

Kazan kaynamaya başladı.

Fokurdayan bu kazanın içinden halk önce AKP’yi fırlatıp atacak sonra da kendini dışarı atacak.

O yüzden yüzbinler sokaklara dökülüyor.

Bu kazanın içinde yaşamak mümkün değil artık.

Mesele artık İmamoğlu da değil.

Demokrasinin bütün kalelerini yıktılar.

Adaleti yok ettiler.

Ekonomiyi perişan ettiler.

Anayasayı çiğneyip geçtiler.

Geriye bir tek sandık kalmıştı.

Halkın her şeye rağmen iradesini gösterebildiği seçimler.

Şimdi onu yok etmeye yelteniyorlar.

Tıpkı Rusya gibi Azerbaycan gibi sembolik seçimler istiyorlar.

Ama ne olursa olsun başaramayacaklar.

Çünkü petrol ve doğalgaz gibi zengin yeraltı kaynakları olmayan bu toprakların hukuk olmadan demokrasi olmadan adalet olmadan zorbalıkla yönetilmesi ve ekmek üretmesi mümkün değildir.

AKP bugüne kadar kırıntısı kalan demokrasi ile hukuk ile seçim ile bu günlere geldi.

Şimdi sandığı ortadan kaldırma teşebbüsü ile bu kırıntıları da süpürdü ve aslında kendi ortadan kaldırdı.

Bundan sonrası sadece zaman meselesi.