Özgür müyüz ?
Ülke genelinde ve yerelde, basın özgürlüğü var mı, yok mu ?
Gazeteciler, haber alma ve yayma ile yorumlama konusunda özgür mü, değil mi ?
Bu sorulara yanıt vermek için yerelde ve ülke genelinde yakın geçmişe bakmak yeterli olacaktır.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, yukarıdaki sorulara toptan yanıt veren “Haberin özgürce dolaşabildiği bir toplum olmalıyız. Ülke barışının sağlanabilmesi adına cezaevinde tutuklu bulunan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gereğine inanıyoruz” içerikli paragraf dikkat çekiyor ve öne çıkıyordu.
Ülke genelinde de aynı sorun var ama yerelde daha yakıcı sonuçlar veren haber alma ve yayma ile halkın haber alma hakkını savunma konusunda gazetecilerin gerektiği gibi özgür olamaması, ülkenin sürekli puan kaybetmesine neden oluyor.
Gazeteciler, haber alma ve yayma konusunda bilinen sıkıntıların yanı sıra yeni sıkıntılarla ve güçlüklerle de karşılıyor.
Mesela;
Coronavirüs salgınıyla mücadele edildiği şu günlerde, gazeteciler halkın haber alma kanallarını açık tutmak için özveriyle çalışıyor. Ama, onlar bulaşıcı salgından korunmak için ne medya patronlarından ne de devletten yeterli destek görmüyor. Öte yandan, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunan meslektaşlarımız da korumasız bir durumda.
Şimdi soru şu;
Özgür müyüz ?
Mesela;
İnfaz Yasasıyla çete mensuplarını, katilleri, uyuşturucu satıcılarını serbest bırakan düzenleme, kalemlerinden başka hiçbir silahı olmayan, yazıp çizmekten başka hiçbir suçu bulunmayan gazetecileri kapsamadı, kapsamıyor. Gazeteciler, cezaevlerinde oldukça güç koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.
Söyleyin, biz özgür müyüz ?
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin de dediği gibi, iktidar basın sektörünün yüzde 90’ına egemen iken, gazeteciler ne kadar özgür olabilir ?Halen gazetecilik yapmak için direnen yürekli meslektaşlarımız (ki sayıları on binlerle ifade ediliyor) işsiz ve mesleğini yapamadığı için çaresiz bırakılmıştır.
Somut ve yakın geçmişte gazeteciler için hapis davaları açılıken, RTÜK de muhalif olmalarıyla bilinen televizyon kanallarındaki bazı programlar için yayın durdurma ve para cezaları verilmesini sağladı. Basın İlan Kurumu geri durur mu, o da Sözcü Gazetesi’ne 22 gün, Korkusuz Gazetesi'ne ise 19 gün ilan kesme cezası uyguladı. Birgün ve Evrensel gazetelerine de uzunca bir süre ilan kesme cezası veren de aynı kurumdu.
Siz söyleyin şimdi, ülkemizde ve kentlerimizde basın ve gazeteciler özgür mü ?
Öyleyse, bu özgürlüğün asgari koşulları sağlanana kadar 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamayacağımıza dair sözümüz olsun !..