"Bu gece beş mayısı altı mayısa bağlayan gecedir. Bu gece denizlerin ermişi İlyasla karaların ermişi Hızır buluşacaklar. Dünya kurulduğundan bu yana bu iki ermiş her yıl, yılın bu gecesinde buluşurlar. Eğer bir yıl buluşmayacak olsalar,denizler deniz, topraklar toprak olmaktan çıkar. Denizler dalgalanmaz,ışıklanmaz, balıklanmaz, renklenmez, kururlar. Topraklar çiçeklenmez, kuşlar, arılar uçmaz, ekinler yeşermez, sular akmaz, yağmurlar yağmaz, kadınlar, kısraklar, kurtlar, kuşlar, börtü böcek, tekmil yaratık doğurmaz. Eğer onlar buluşamazlarsa..."
Yaşar Kemal böyle anlatmış Hıdrellezi, o güzel Türkçesiyle... Hızırla İlyas nerede buluştular bilemiyorum ama buralarda olmadığı kesin! 5-6 Mayıs'ın böyle oldukça serin ve yağmurlu olduğu bir yıl hatırlamıyorum. Ne ateşler yakılabildi, ne gül ağacı altına evcikler yapılabildi, ne sulara dilekler atılabildi... Olsun... buluşmuşlardır memleketin bir yerinde, ya da memleketin birinde... Hem dinmek bilmeyen Nisan yağmurlarının ardından güneşi parlak, toprağı kurumuş bulunca hemen diktiğimiz fidelerimiz bir güzel sulanmış oldular - keyifleri yerinde...
Hava tahmini konusunda ne modern bilim başarılı, ne de geleneksel bilgi! Bu aralar en güvenilir kaynağımız minik bir kırmızı çiçek! Güneş pırıl pırıl parlarken yapraklarını kapatır uykuya dalarsa, bil ki yağmur geliyor - doğanın barometresi şaşmadı!
"Sonra her şey birden uyanır, dehşet bir yaşam başlar,'' demiş Yaşar Kemal. O yaşamı biz çok özledik, gelsin artık!
İyi haftalar diliyoruz.