Sapanca Kırkpınar’da bir süredir gerginlik var. Yazının başlığında da anlatılmak istendiği gibi 'teleferik krizi' yaşanıyor.
Tek nedeni ise projenin 'oldu bittiye' getirilmek istenmesi.
Bu tür projelerde halkın görüşünün alınıp desteğinin sağlanması çok önemlidir. Ama nedense egemenler 'halka uygun görmeyi' tercih ederler.
İşte, Kırkpınar'da yaşanan gerginliğin altında yatan temel neden de, egemenlerin halkı yok saymasıdır.
Şimdilerdeki durumu özetleyen ifâde, geçmişte mera olan acil toplanma alanının şantiyeye dönüştürülmesidir.
Evet, Kırkpınar'da yaşamamı 'hukuk ve doğa katliamı' olarak tanımlayabiliriz. Çünkü, geçen yıl resmen "deprem toplanma alanı" olarak gösterilen 9,6 dönümlük mera arazisi üzerine inşaat başlatıldı.
İhaleyi açan Sakarya Büyükşehir Belediyesi. Halkı yok sayarak başlatılan çalışmalar kapsamında tepenin yamacına doğru 60 dönümlük orman arazisi de inşaat kapsamına alındı.
Aldığım bilgiye göre de, teleferiğin dağa çıkan yamacına yapılacak yol için 26 dönümlük orman arazisinde ağaç kesimi yapılacak.
Veeee, teleferik ve otopark inşaatı olarak tanımlanan arazide ayrıca 3 bin ağaç kesilecek.
Yerel yönetimlerde yapılan değişiklikler ile Hazine'ye geçen arazi, Büyükşehir Belediyesi'ne "deprem toplanma arazisi" olarak 25 yıllığına kiralandı.
Bu arada, söz konusu alanda inşaat yapılması, geleceğin tehlikeye atılması anlamına da geliyor. Çünkü, arazi Sapanca Gölü su havzası üzerinde bulunuyor.
Araziye inşaat yapılması halinde, binlerce ağaç kesiminin yanı sıra dağlardan gelip gölü besleyen su kaynakları kuruyacak. Deprem toplanma alanları ortadan kalkacak.
Vatandaşların 'mera arazisi'olmak üzere şartıyla bağış yaptığı arazi hukuken gasp edilmiş olacak.
Bütün bunlar niye gözardı ediliyor dersiniz ?