15 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni infaz düzenlemesiyle, 31 Temmuz’a kadar cezaevinde bulunan bazı hükümlülere, kapalı cezaevinden açık cezaevine üç yıl erken geçme ve buradan da tahliye imkânı getirildi.
İSTİSMARCILAR DA YARARLANIYOR
Yasadan yararlanacaklar arasında insan öldürme, yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, rüşvet ve uyuşturucu suçlarını işleyenler başta olmak üzere onlarca suçtan mahkûm olanlar bulunuyor.
Düzenleme; Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçları hariç tutuyor. Yani devletin güvenliğine, anayasal düzene, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı suç işleyenler, silahlı örgüt, casusluk suçları ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında hükümlü olan mahpuslar bu düzenlemeden yararlanamayacak ve cezalarının infazı kapalı cezaevlerinde devam edilecek. Uzmanlar ise yeni infaz düzenlemesinin “af” niteliğinde olduğunu söylüyor.
KAZAN: KAMU İHALE YASASI GİBİ...
Sakarya Barosu'nun önceki başkanlarından Av. Zafer Kazan, yeni İnfaz Yasası'na ilişkin yaptığı değerlendirmede, " Tıpkı devlet ihale yasasının değiştirilmesi gibi....Ihale yolsuzlukları için ihale kanunu yıllardır nasıl değiştiriliyorsa infaz sistemindeki değişiklik de veya adına her derseniz deyin, işte tam bu nedenle yapılmaktadır" dedi.
İktidarın topluma adeta "Siz beni destekleyin muhalif olmayın sonrasını ben hallederim, muhalefet olmak dışında affedemeyeceğim suç yok" mesajını verdiğini söyleyen Kazan, şunları kaydetti:
"Çakıcı affı yetmedi Covid bahene edildi, şimdi de düşüncesi ve siyasi fikirleri nedeniyle cezaevinde mahkum edilen insanlar hariç örtülü bir af daha getirildi. Infaz yasasındaki değişiklikleri artık takip edemiyoruz. Bu kadar çok değişiklik ülkemizde siyasi silah haline getirilen yargının siyasilerin menfaatine göre işlediğinin esaslı bir resmidir. Tıpkı devlet ihale yasasının değiştirilmesi gibi....Ihale yolsuzlukları için ihale kanunu yıllardır nasıl değiştiriliyorsa infaz sistemindeki değişiklik de veya adına her derseniz deyin, işte tam bu nedenle yapılmaktadır. Iktidar topluma adeta şöyle bir mesaj veriyor; "siz beni destekleyin muhalif olmayın sonrasını ben hallederim, muhalefet olmak dışında affedemeyeceğim suç yok" diyor. Mevlana'yı tersten anlamışlar diyorum "gel, ne suç işlersen işle, ben affederim, yetter ki bana siyasi muhalefet yapma". Bu yasa bu itibarla iktidar ile simbiyotik bir ilişki içinde olan kesimleri koruma amacı güden bir cezasızlık politikasıdır.
Mafyatik suçlara, suikastçılara uyuşturucu kaçakçılarına af getiren AKP ve MHP, muhalifleri hak savunucularını, gazetecileri, seçilmiş gerçek muhalif milletvekillerini ise affedilmez suçlular olarak görüyor. Bu durum bize şunu gösteriyor; AKP ve MHP suçsuz insanlarla tıka basa doldurdukları cezaevinde daha fazla suçsuz insan, daha fazla siyasi ve düşünce suçlusu için yer açmak istiyor. Işte bu nedenle sık sık infaz aflarıyla indirimleriyle cezaevlerini boşaltmak ve aynı zamanda "siyaset mafya ve emniyet" üçgenine hizmet eden belli başlı suçlar için bir cezasızlık politikası işletiyorlar. Kadınlara, çocuklara, düşünce suçlularına karşı işlenen suçları cömertçe affeden AKP ve MHP'den ibaret yüce devletimiz kendisine muhalefet edenleri ise en ağır suçlular olarak görüyor, itiraz edenleri hatta itiraz etme potansiyeli taşıdığını düşündüğü kişileri bile gözünün önünden, cezaevinden ayırmak istemiyor."
"CEM GARİPOĞLU YAŞASAYDI CEZAEVİNDEN ÇIKACAKTI"
Avukat Baran Selanik, Birgün Gazetesi'ne yaptığı değerlendirmede, iktidarın hukuken af hükmünde olan yasal düzenlemeler yaparak toplumda bir cezasızlık algısı yaratmaya ve suç işlenmesini “cesaretlendirmeye” devam ettiğini belirtti. Selanik, “Ceza hukukunun en temel amaçlarından birisi caydırıcılıktır. Türkiye’de sosyal medyadan edindiğimiz izlenime bakarak şunu söyleyebiliriz ki bir suç işleyen kişi cezaevinde çok kısa bir süre kalacağını bilmektedir” ifadelerini kullandı.
Selanik, düzenlemeden kimlerin yararlanacağı konusunda ise şu ifadeleri kullandı:
"Bir örnekle açıklayacak olursak, Cem Garipoğlu eğer yaşıyor olsa ve cezaevinde bulunsaydı bu düzenlemeden yararlanarak cezaevinden çıkacaktı. Örneğin, Şule Çet’i bir plazanın 20. katından aşağıya atarak öldürdükleri için ceza alanlar bu düzenlemeden faydalanacaklar ama TİP Milletvekili Can Atalay cezaevinde tutulmaya devam edilecek. Bir başka örnek olarak eğer hükümleri kesinleşmiş ve cezaevinde olsalardı Soma’da 301 madenciyi katledenler bu düzenlemeden yararlanacaktı. Başka bir örnek daha vermek gerekirse işini rüşvetle yürüttüğü için, bir emeklinin maaşını çaldığı için, okullarda uyuşturucu sattığı için, yurtlarda çocuklara cinsel istismarda bulunduğu için ceza alan ve 31.07.2023 tarihinde cezaevinde bulunan hükümler aldıkları cezaların çok az bir miktarını da cezaevinde geçirdikten sonra serbest kalacakken mesleki faaliyetlerinden dolayı cezaevinde bulunan Selçuk Kozağaçlı mahpusluğa devam edecek. Kısacası, AKP ve MHP, düşünce suçlularını tutsak ederken, toplumun vicdanını ağır derece sarsan olaylar nedeniyle cezaevinde olan kişileri bırakacak düzenlemeyi hayata geçirdi."