Merhaba arkadaşlar,
Toprak Bayramımız kutlu olsun! Evet bugün Toprak Bayramıymış. Hem de 1945 yılında çıkarılmış 4760 sayılı kanuna göre... Kısacık kanunun 1. Maddesi "Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun kabul edildiği 11 Haziran tarihini takip eden pazar günü her yıl Toprak Bayramı olarak kutlanır," diyor. Çiftçiyi Topraklandırma kanunu uzun süre önce kaldırılmış, ancak TC siyasal yaşamında pek çok şeye yol açmış, hala da tartışılan bir konu. O kaldırılmış ama "Toprak Bayramı" kanunu hala geçerli...
Sevgili Nazım Tanrıkulu yazmış da haberim oldu. Güzel anlatımından bir parça aktarıyorum: "Toprak bir gizli hazine.. Bir büyük evren.. Sırrının içinde sırlar gizleyen, baktıkça derinleşen bir ilham kaynağı.. "Arazi" değildir, "toprak parçası" değil. Yuvadır, aştır, ilaçtır.." Milyonlarca candan oluşan, çiftçinin en değerli varlığı, Aşık Veysel'in "sadık yari" toprak... Erozyonla hırpalanan, kimyasallarla zehirlenen, betonlara gömülen toprak!
Her ne kadar kanunların yürütücüsü hükümetlerse de, toprakla en ilgili bakanlıktan bu konuda tek söz çıkmamış. Teknolojiden, milyarlık yatırımlardan, nişasta bazlı şekerlerden söz ediliyor da toprağın bayramını hatırlayan yok! Oysa toprağın yoksullaşması, bizim de yoksullaşmamız; toprağın kirlenmesi, gıdamızın da kirlenmesi; toprağın gömülmesi, yaşamın yok edilmesi. Hatırlayalım, hatırlatalım...
"Yürütücü" olup hiç bir şey yapmamanın bedeli olmalı. Hukuken hala geçerli olan Istanbul Sözleşmesi için 19 Haziran'da kadınlar "vazgeçmiyoruz..." demeye hazırlanıyor. Dileyelim hatırlatma sonuç versin.
Toprağın nimetleri ile şifalı sofralarınız olsun.