Ülkede, yeni sistem konusunda halkı iknaya çalışan Saray-AKP ittifakı, hep şunu söyledi;

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile ilgili olarak Meclis artık daha güçlü olacak ........................" 

Cumhurbaşkanı ve AKP'nin yetkili kadroları bu sözleri kullandı mı, kullandı.

Peki, öyle oldu mu ?

Hayır, tam tersi oldu...

Bunu, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş'ın geçtiğimiz günlerde başına yansıyan bir fotoğrafı ve değerlendirmesinde gördük. Haber ve fotoğraf, internet haber portallarından İLERİ HABER'de yer aldı.

Fotoğrafta, Erkan Baş yüzlerce milletvekilinin bulunması gereken salonda tek başına oturuyor. Ve TBMM'nin 'aç-kapa' oturumlarından birinin bile usulüne uygun yapılmadığını belgeliyor.

Sonrasında da şu açıklamayı yapıyor...

"AKP, TBMM’yi kendi oyuncağı sanıyor. Meclis’i işlevsizleştirmek için elinden geleni yapıyor ve sadece kendi ihtiyaç duyduğunda kullanabileceği bir enstrüman olarak görüyor. 2 Ocak günü Libya Tezkeresi örneğinde gördüğümüz gibi gerektiğinde olağanüstü toplantıya çağırıyor, istemeyince çoğunluğuna dayanarak olağan toplantının yapılmasını bile fiilen engelleyip tatil yaptırıyor.

Açık söyleyeyim, bu yaklaşım zoruma gidiyor, kabullenemiyorum. Meclis’in bir oyuncağa çevrilmesini, halkın milletvekillerine verdiği görevin de baştan savma davranışlara indirgenmesini kabul etmediğimizi göstermek için bugün Genel Kurul’daydım. “Aç-kapa” yapılacağını bilmeme rağmen, belki fırsat olursa durumu tutanaklara da geçirmek için Genel Kurul’a gittim. Başkanlık Divanı oluşmadığı için Meclis açılmadan kapandı ve söz de alamadım. Meclis personeli tatilde olmadığı için meclis fotoğrafçısı da çalışıyordu ve fotoğraflarımı çekti, fotoğrafların hikayesi budur.

Bu bir protestodur. AKP’nin bir oyuncağı açıp kapatır gibi, musluk açar kapatır gibi, Meclis’i çalıştırmak istediğinde açıp, istemediğinde kapatmasını kabul etmeyeceğimizi göstermek istedim. Bunu kabul  edilemez bir davranış, halk iradesinin gasp edilmesi ve halka karşı büyük bir sorumsuzluk olarak değerlendiriyorum. Belki gücümüz yetmedi ve kapanmayı engelleyemedim ama her fırsatta “Biz bu millete hizmet için geldik” diyenlerin böyle bir niyet taşımadığının bir kez daha görülmesine ufak bir katkı koyduğumu düşünüyorum."

Baş, "fotoğrafların ötesi" ara başlığından sonra da, şu ifadelere yer veriyor:

"Bugün tatil yapmak yerine memleketin gerçek sorunlarını konuşmak mümkündü oysa. Mesela iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin yüzde 99’unun sendikasız çalışan işçiler olmasından hareketle ne çok konu konuşabilirdik. Kadın cinayetlerini, geleceği yok edilen gençlerimizi, açlık sınırındaki asgari ücreti, patronlar servetlerini büyütürken yoksulluğa mahkum edilen metal işçilerinin grev hazırlıklarını gündem yapabilirdik."

Bu görüşlere harfiyen katılıyorum. Meclis niye var ki ?

Özcesi;

Meclis’i çalıştırmayan, tüm alanları ve kurumları hareketsiz kılıp her şeyi Saray’ın keyfiyetine mecbur bırakan iktidardan bir an önce kurtulmalıyız.