Hani beyaz, hatta pembe bulutlar vardır da insanda güzel duygular uyandıran... gri bulutların bu kadar sevindireceğini düşünmemiştim hiç!
İki aydan uzun süredir bir damla yağmur düşmeyen köyümüze nihayet yağmur yağdı. Hem de fışır fışır, uslu uslu, güzel bir yağmur... Toprak kendine geldi, ağaçlar canlandı, uzun zamandır "fast food" sulama ile idare etmek zorunda kalan sebzeler nihayet "gerçek gıda" ile mutlu oldular!
 
1998'de El Nino kasırgası ardından hava sıcaklıkları tepe yapmış, ortalama sıcaklık ölçümleri "erişilmesi zor" bir dereceye yükselmişti. Bu yıl o rekorun aşılacağı öngörülüyor. Nedeni doğal afetler değil insan faaliyetinin yol açtığı iklim değişikliği! Kuşkusuz bireyler olarak hepimizin sorumluluğu var iklim değişikliğinde. Ancak meseleyi "bireysel sorumluluk"tan ibaretmiş gibi göstermek, hele hele bireysel önlemlerle - mesela ağaç dikerek - çözülebileceğini düşünmek esas kaynağı perdelemekten öte anlam taşımıyor. Şirketler zarar etmesin diye ertelenen önlemlerin iklime ve doğaya verdiği zarar çok daha fazla...
 
Sonbahara neden hüzün yakıştırılır hiç anlamam. Renkler derinleşir, hava ferahlatır, ürün bollaşır, gıda çeşitlenir...
 
Bollukla, bereketle dolu bir hafta diliyoruz.