Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Sakarya Şube Başkanı Yücel Kaçar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca sendika hakkında başlatılan soruşturmanın hukuki dayanağı bulunmadığını belirterek, "Üniversiteler başta olmak üzere, eğitimin tüm kademelerinden eğitim emekçilerinin dayanışması ve yaşanan baskı sürecini üyelerimiz, dostlarımız ve kamuoyunun desteğiyle aşacağımıza inanıyor, Eğitim Sen olarak bir kez daha (Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz) diyoruz" dedi.
Eğitim Sen Sakarya Şube Başkanı Yücel Kaçar, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanıp, görevden alınması sonrasında bir haftadır devam eden protestoların 7'inci gününde Kent Meydanı'nda yaptığı konuşmada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının bugün sendika hakkında başlattığı soruşturmaya değindi. Soruşturmanın hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını iddia eden Yücel Kaçar, sendikanın bugün için aldığı hizmet üretmeme kararının üniversitelerde öğretim elemanı olan sendika üyelerinin çağrısı üzerine alındığını söyledi.
Eğitim Sen üyesi öğretim elemanlarının söz konusu çağrıyı, 'üniversitelerdeki üyelerimizin mevcut ortamda sınav yapma koşullarının ortadan kalkması, akademik faaliyetlerin sağlıklı olarak sürdürülememesi ve sınav haftası olması nedeniyle öğrencilerin eğitim hakkını korumak ve olası mağduriyetlerin olmasının önüne geçmek' amacıyla yaptığını dile getiren Kaçar, şöyle konuştu:
"Üniversitelerde uzun süredir devam eden antidemokratik uygulamalar, üniversitelerin özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü ve topluma karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmayı hedefleyen baskıcı politikaları gündeme getirmiş, üniversiteler özgür düşünce, tartışma ve bilimsel bilginin üretildiği mekânlar olmaktan uzaklaştırılmıştır.
Son olarak, diploma geçerliliği üzerinden yürütülen merkezi denetim ve baskı mekanizmaları; rektörlük atamaları, kayyım uygulamaları ve üniversitelerin karar alma süreçlerinin tek tipleştirilmesi gibi antidemokratik uygulamalarla birleşmiş; yükseköğretim kurumlarının özerkliği ve özgür iradesi hedef alınmıştır.
Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu üniversitelerde üyemiz olan öğretim elemanlarının iradesine ve çağrısına uyarak, 24.03.2025 tarihinde Genel Başkan Kemal Irmak başkanlığında toplanmış ve “İnsan, toplum, doğa yararına üniversite savunumuz çerçevesinde, öğrencilerin Anayasal, demokratik haklarını kullanma iradelerine saygı duyuyoruz, öğrencilerin güvenli bir kampüs ortamında eğitim öğretim haklarını kullanmalarını sağlanması amacıyla öğretim elemanı üyelerimiz açısından 25 Mart 2025 tarihinde hizmet üretmeme kararı vermiştir” denilmiştir.
Bu kararı alma nedenimiz üniversitelerdeki üyelerimizin mevcut ortamda sınav yapma koşullarının ortadan kalkması, akademik faaliyetlerin sağlıklı olarak sürdürülememesi ve sınav haftası olması nedeniyle öğrencilerin eğitim hakkını korumak ve olası mağduriyetlerin olmasının önüne geçmektir. Eğitim Sen olarak almış olduğumuz “hizmet üretmeme” kararı doğrudan eğitim hakkını korumaya yöneliktir ve üniversitelerde yaşanan fiili gelişmelerle ve akademik kamuoyunun talepleriyle uyumludur. Bu durum, sendikamızın tüzüğünde yer alan üyelerin iradesine dayalı karar alma ilkesiyle doğrudan bağlantılıdır.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sendikamızı ve sendikal faaliyetlerimizi hedef alan “suç işlemeye alenen tahrik etme” gerekçesiyle açmış olduğu soruşturma hukuki dayanaktan yoksun, gerçekleri çarpıtan ve sendikamızı hedef gösteren bir tutumdur ve kabul edilemez.
Üniversiteler başta olmak üzere, eğitimin tüm kademelerinden eğitim emekçilerinin dayanışması ve yaşanan baskı sürecini üyelerimiz, dostlarımız ve kamuoyunun desteğiyle aşacağımıza inanıyor, Eğitim Sen olarak bir kez daha “KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ!” diyoruz."