Eğitim, bireylerin toplumsal ve ekonomik gelişimleri için hayati bir unsurdur. Ancak, son yıllarda dünya genelinde eğitim dışındaki çocuk sayısında kaydedilen artış, eğitim sistemlerinin karşılaştığı zorlukları gözler önüne sermektedir. Eğitim Reformu Girişimi'nin (ERG), Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2023-24 eğitim öğretim yılı örgün eğitim istatistiklerine dayanarak hazırladığı rapora göre; 2023-24’te eğitim dışındaki çocuk sayısı 612 bin 814’e yükseldi.
Üstelik bu rakam, bir önceki yıla kıyasla yüzde 38,4 gibi çarpıcı bir artışı ifade etmektedir. Eğitim dışında kalanların yüzde 53,6'sını oğlan, yüzde 46,4'ünü ise kız çocukları oluşturmaktadır. Bu durum, eğitim politikalarının gözden geçirilmesini gerektiren ciddi bir toplumsal mesele olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eğitim dışındaki çocuk sayısındaki artış, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle şekillenmektedir.
Bu nedenler:
Ailelerin ekonomik durumu, çocukların eğitim almasını büyük ölçüde etkilemektedir. Türkiye'de, özellikle kırsal alanlarda yaşayan aileler, ekonomik zorlukların etkisiyle çocuklarını okula göndermekte sorun yaşıyor.
Dünyanın birçok yerinde devam eden savaşlar ve iç çatışmalar, insanları yerlerinden etmekte ve aileleri göç etmeye zorlamaktadır. Türkiye, Suriye iç savaşı gibi büyük göç hareketlerinin hedef ülkelerinden biri olmuştur. Göç eden ailelerin çocukları, yeni yerleşim yerlerinde eğitim sistemine entegre olmakta zorluk çekmekte ve sıklıkla eğitim dışı kalmaktadır.
Bazı toplumlarda, özellikle kırsal kesimlerde, eğitim hakkı ve fırsatları cinsiyet temelli ayrımcılığa tabi olmaktadır. Kız çocuklarının eğitimi, ailelerin geleneksel değerleri ve sosyal normları nedeniyle genellikle ikinci planda kalmaktadır. Bu durum, kız çocuklarının eğitim dışı kalma oranını artırmaktadır.
Özellikle kırsal bölgelerde, okulların yetersizliği, ulaşım zorlukları ve eğitim materyallerinin eksikliği, çocukların eğitim almasını engellemektedir. Bu tür altyapı sorunları, eğitimi daha da erişilemez hale getirmektedir.
Sonuçlar ve etkiler
Eğitim dışındaki çocuk sayısındaki artış, hem bireyler hem de toplumlar için ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Eğitim alamayan çocuklar, sosyal ve ekonomik açıdan dezavantajlı bir konumda kalmakta ve ilerleyen yaşlarda daha büyük sorunlarla karşılaşma riski taşımaktadır. Bu durumun olası etkileri şunlardır:
Eğitim dışındaki çocuklar, gelecekte daha düşük gelir seviyeleriyle karşılaşmakta, bu da toplumsal eşitsizliklerin derinleşmesine yol açmaktadır. Eğitim, bireylerin sosyal hareketliliğini artıran bir faktördür; eğitim alamayan bireyler, sosyal tabakalar arası geçiş yapma fırsatından mahrum kalmaktadır.
Eğitim dışı kalan gençler, sosyo-ekonomik sıkıntılar nedeniyle suça yönelme eğilimi gösterebilir. Eğitim, bireylerin sosyal sorumluluklarını anlamalarına ve bu doğrultuda davranmalarına yardımcı olur; eğitim almayan bireyler ise bu bağlamda daha kırılgan hale gelirler.
Eğitim, ekonomik büyüme ve kalkınmanın temel taşlarından biridir. Eğitim dışındaki çocuk sayısındaki artış, toplumların üretkenliğini ve rekabet gücünü azaltarak, genel ekonomik büyümeyi tehdit etmektedir.
Çözüm önerileri
Eğitim dışındaki çocuk sayısını azaltmak için çeşitli çözüm önerileri geliştirilmelidir:
Devlet, ailelerin ekonomik durumunu iyileştirmeye yönelik mali yardım programları ve sosyal yardımlar sunmalıdır. Bu tür destekler, ailelerin çocuklarını okula göndermelerine teşvik edebilir.
Eğitim sisteminin, göçmen ve dezavantajlı gruplara yönelik daha esnek ve erişilebilir hale getirilmesi gerekmektedir. Bu, eğitim programlarının farklı ihtiyaçlara uygun olarak yeniden tasarlanması anlamına gelmektedir.
Eğitim hakkında toplumsal farkındalığı artırmaya yönelik kampanyalar düzenlenmeli ve aileler, çocuklarının eğitim almasının önemine dair bilgilendirilmelidir. Kız çocuklarının eğitimi konusunda farkındalık yaratmak, cinsiyet eşitliğini sağlamak açısından kritik bir öneme sahiptir.
Eğitim kurumlarının altyapısı iyileştirilmeli, kırsal ve dezavantajlı bölgelerde okulların erişilebilirliği artırılmalıdır. Ayrıca, eğitim materyalleri ve teknolojik araçlar gibi kaynakların sağlanması da önemlidir.
Devlet, sivil toplum kuruluşları (STK) ile işbirliği yaparak eğitim projeleri geliştirmeli ve uygulamalıdır. Bu tür işbirlikleri, kaynakların etkin kullanımı ve daha geniş kitlelere ulaşım sağlayabilir.
Eğitim, bireylerin ve toplumların geleceği için kritik bir unsurdur. Eğitim dışındaki çocuk sayısındaki yüzde 34,4’lük artış, Türkiye için bir uyarı niteliği taşımaktadır. Eğitim, herkes için erişilebilir olmalı ve her çocuğun geleceğe umutla bakabilmesi sağlanmalıdır.
1-UNESCO. (2022). "Global Education Monitoring Report."
2-Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). (2023). "Eğitim Dışı Çocuklar Raporu."
3-UNICEF. (2021). "Eğitim Hakkı ve Çocuklar: Dünya Genelinde Durum Raporu."
4-Dünya Bankası. (2020). "Education and Development: Challenges and Opportunities."
5-Duman, S. (2023). "Türkiye'de Eğitim ve Ekonomik Eşitsizlik: Bir Araştırma." Eğitim Bilimleri Dergisi.