Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlaması yöneltilerek sevk edildiği nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
Dün akşam saatlerinde Ankara'da restoranda akşam yemeği yediği sırada gözaltına alınarak İstanbul'a götürülen Özdağ bugün İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilerek İstanbul Adliyesi'ne sevk edilmişti.
Önce suçlamanın kapsamı genişletildi
Önce Özdağ hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan başlatılan soruşturmanın "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" suçu yönünde genişletildiği bildirildi.
Daha sonra "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan serbest bırakılan Ümit Özdağ, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan tutuklanması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
Savcılıkta verdiği ifadeye göre Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Ancak savcılık tutuklama talebiyle Özdağ'ı sevk etti. Özdağ'ın Zafer Partili avukatı Sevdagül Tunçer, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Özdağ hakkındaki tutuklama talebiyle sevk kararını "Oldukça amatör ve son dakika hazırlanmış izlenimi veriyor" sözleriyle değerlendirdi, "Tüm bunlar iyi niyetli durmuyor" gözlemini paylaştı.
Benzer bir açıklama da Zafer Partisi Sözcüsü Azmin Karamahmutoğlu'ndan geldi.
Karamahmutoğlu, adliye önünde bekleyen partilileri ve basın mensuplarını gelişmeler hakkında bilgilendirirken, "Ne yazık ki ikinci suçlama olan 'halkı kin ve nefrete tahrik etme suçlamasından' kaynaklı olarak tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi" sözlerini kaydetti. Sözcünün bu ifadelerinin ardından adliye önündeki kalabalıktan yuhalama ve "fail onlar" sesleri yükseldi.
Bunun üzerine Karamahmutoğlu, "Şimdi burada mahkemenin kararını bugüne değin sergilediğimiz aynı ağırbaşlılıkla bekleyeceğiz. Şimdiye kadar iyimserdik çünkü Pazar günü duyurulan aslında sadece bugün beraat etmiş olduğu 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıydı, fakat bugün bir suçlama daha olduğunu gördük, sosyal medya paylaşımları kaynaklı 'halkı tahrik' suçlaması… Bunun üzerinden ne karar alınacağının sonucunu bu akşam burada bekleyeceğiz, iyimserliğimiz yerini yüzde elli elli karamsarlığa bırakmış vaziyette" sözlerini kaydetti.
Tutuklamaya sevk sonrası arbede
Özdağ'ın tutuklama istemiyle hakimliğe sevk edilmesinden sonra adliye içinde avukatlarla görevliler arasında gerginlik yaşandı. Adliye önünde de gerginlik ve kısa süreli arbede yaşandı. "Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet" sloganları atıldı.
Özdağ'a destek için adliyeye giden siyasetçiler arasında ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Özgür Özel ve İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da yer aldı.
Özel: Millet Erdoğan'a rakiplerini hapse atsın diye yetki vermedi
Adliye önünde açıklama yapan CHP'li Özgür Özel, "Millet Erdoğan'a rakiplerini hapse atsın diye yetki vermedi. Millet Erdoğan'a siyasi parti genel başkanlarını yemek yerken gözaltına aldırsın, polis eşliğinde getirsin, nezaretlerde tuttursun, savcılara sorgulatsın diye yetki vermedi" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyasi parti genel başkanlarının hukuku, birbirlerine emanettir. Bu siyasetin olmazsa olmaz erdemidir, hakim olması gereken duygu budur. Ama bugün bir siyasi partinin genel başkanı, diğer siyasi partilerin genel başkanlarıyla siyasi rekabet etmek yerine, kötü niyetle tasarlanmış bir siyasi operasyonu hukukçular eliyle işletmektir… Bunun demokrasilerde kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Bu korkaklıktır, bu tükenmişliktir, bu acziyettir."
Dervişoğlu: Bu davanın da savcısı Erdoğan'dır
Dervişoğlu, Özdağ'a destek vermek ve "hak hukuk arayışındaki mücadaleye katkı sağlamak için" adliyeye geldiğini söylerken, "Türkiye'de gerçekten hukuk var mı, adalet var mı? Bunu yerinde görmek istedik" dedi.
Ankara'da yaşayan Özdağ'ın Antalya'da yapmış olduğu bir konuşmadan dolayı İstanbul'a getirildiğine işaret eden Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Bu da bize sıkıyönetim dönemlerini hatırlatıyor, acaba İstanbul'a özel bir sıkıyönetim karakolu kuruldu, sıkıyönetim savcılığı oluşturuldu da bu soruşturmalar burada mı devam ediyor? Ben doğrusu hem bunu yadırgadığımı ifade edeyim hem de adaleti temin ve tesis edecek müesseselerin düşürüldüğü durumu tanımlayayım dedim… Bu davanın da savcısı sayın Erdoğan'dır. Geçmiş dönemlerde kumpas davalarıyla kurumları aşındırdılar, şimdi de benzer yöntemlerle siyaseti ve siyasetçileri baskılıyorlar. FETÖ'nün sadece ortağı değil, öğrencileri olmuşlar zira yöntemler aynı…"