DİSK Basın-İş, üç kentte yapılan ev baskınlarıyla 9 Kürt gazetecinin gözaltına alınması ve Belçika’da Medya Haber TV ve Sterk TV kanallarına baskın yapılmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Sendikanın Şişli’deki binasında yapılan toplantıya DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nden (DFG) Nezahat Doğan, DİSK/Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir de destek verdi.
DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu Üyesi İzel Sezer tarafından okunan açıklamada, “Türkiye’de neredeyse her güne basını hedef alan yeni bir baskınla uyanıyoruz. Bu baskı politikalarının güncel gerekçeleri farklı olsa da değişmeyen tek şeyin iktidarların basını, gazetecilik faaliyetlerini, halkın haber alma hakkını sistematik olarak ihlal etmesi olduğunu görüyoruz” denildi.
İki yıl öncesine dayanan bir soruşturma
Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Esra Solin Dal ile Mehmet Aslan, MA eski muhabiri Doğan Kaynak, Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Enes Sezgin ile basın emekçileri Saliha Aras, Yeşim Alıcı, Beste Argat Balcı, Şirin Ermiş ve Erdoğan Alayumat’un ev baskınlarıyla gözaltına alındığını hatırlatan Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yine basını hedef alan her operasyonda olduğu gibi, soruşturma süreci avukatlardan ve basından gizlenerek yürütülmekte, suçlamalar sır gibi saklanmaktadır. Şimdilik öğrenebildiğimiz, gerekçenin iki yıl öncesine dayanan bir soruşturma olduğu yönünde.”
“Savaşta önce gerçekler öldürülür”
İzel Sezer, Türkiye’deki ev baskınlarıyla eşzamanlı olarak Belçika’nın başkenti Brüksel’de Stêrk TV ve Medya Haber TV stüdyolarına polis baskını yapıldığına dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da basın kurumları ve gazetecilere yönelik baskınların Türkiye’nin Irak ve Suriye’ye yönelik olası askeri operasyonlarına ilişkin diplomatik temasların yoğunlaştığı bir dönemde yaşanması dikkat çekici. Bu da ‘Savaşta önce gerçekler öldürülür’ politikasına işaret etmektedir.”
Avrupa’da Kürt basın kurumlarını hedef alan baskınların yeni bir tehlikeyi de beraberinde getirdiğini belirten Sezer, “Bu, basın ve gazetecilik faaliyetlerine yönelik kısıtlamaların devletler arası pazarlık konusu yapıldığının da bariz bir işaretidir” dedi.
“Halkın haber alma hakkı, haber üretim süreci suç konusu yapılamaz. Anayasa, yasa ve Avrupa normları, gazetecilik faaliyetlerini değil, engellenmesini suç saymaktadır. Yine ifade etmek isteriz ki hiçbir güç halkın haber alma hakkını engelleyemez, Özgür Basın’ı zapturapt altına alamaz” diyen Sezer, gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısında bulunarak sözlerini sonlandırdı.