Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Gezi Parkı eylemleriyle ilgili davada tutuklu olan ve Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay'ın tahliye talebinin reddetmesinin ardından avukatları karara karşı Yargıtay 4. Ceza Dairesi'ne itiraz başvurusunda bulundu. Atalay'ın itirazından sonuç almaması durumunda Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurması bekleniyor.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Avukat Can Atalay'ın başvurusuna ilişkin verdiği kararda Yeşil Sol Parti (YSP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve eski HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven kararlarına atıf yaparak Anayasa Mahkemesi kararını eleştirmişti.
Gergerlioğlu, 2016 yılında yaptığı bir haber paylaşımı nedeniyle "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla hapis cezası almış, milletvekilliğinin düşürülmesi sonrasında da tutuklanmıştı. AYM'nin "ihlal" kararı vermesi sonrası Gergerlioğlu, Meclis'e dönmüştü. Leyla Güven de tutukluyken milletvekili seçilmiş ve hakkında tahliye kararı verilmesi sonrası yeniden tutuklanmıştı. AYM bu konuda da ihlal kararı vermişti.
Yargıtay AYM kararını tartışmaya açtı
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ihlal kararlarına atıfta bulunduğu bölümde "Anayasa Mahkemesi'nin bir anayasa hükmüne yönelik inceleme ve denetleme yetkisinin şekil bakımından denetleme ile sınırlı olduğu ve tali nitelikteki bireysel başvuru yolu ile bir anayasa hükmünün yürürlükten kaldırılamayacağı veya uygulanmasının olanaksız hale getirilemeyeceği dikkate alındığında Anayasa Mahkemesi'nin meri anayasa normunu esastan iptal etme yetkisinin bulunmadığı" görüşüne yer verdi.
Yargıtay, Can Atalay'ın tahliyesine ret kararına gerekçe olarak Anayasa'nın yasama dokunulmazlığını düzenleyen 83'üncü maddesinin ikinci fıkrasına atıf yaparak bu maddenin "yasama dokunulmazlığına istisna" getirdiğini kaydetti. Kararda, "Milletvekilleri yasama dokunulmazlığından, ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı 'suçüstü' yakalanması halinde yararlanamayacaktır" denildi. Kararda Anayasa'nın 83'üncü maddesindeki "seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa'nın 14'üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır" ifadesi de hatırlatıldı.
Can Atalay'ın ceza aldığı "hükümeti devirmeye teşebbüs" suçu da Anayasa'nın 14'üncü maddesi kapsamına giriyor.
"Yetkili makam AYM'dir"
Yargıtay'ın kararını DW Türkçe'ye değerlendiren İfade Özgürlüğü Derneği'nden Hukukçu Kerem Altıparmak ise meselenin artık tartışma konusu yapılamayacağı görüşünde. Anayasa'yı yorumlamaya yetkili olan mercinin AYM olduğunu ifade eden Altıparmak, "Bu mahkeme diyor ki; 'Buradaki kural yasa çıkmadığı sürece öngörülebilir değildir, o yüzden buna dayanarak temel hak ve özgürlükler sınırlandırılamaz.' Şimdi bu söylendikten sonra Yargıtay, AYM'ye 'Kararını beğeniyorum, beğenmiyorum' diyemez" şeklinde konuştu.
AYM'nin verdiği bireysel başvuru kararlarının diğer iptal kararları gibi değerlendirilemeyeceğini anlatan Altıparmak, "AYM'nin her bir ihlali tek tek ayıklaması, 85 milyon kişi için tek tek ayıklanması anlamına gelir. Anayasa Mahkemesi, aynı konuda karar verdiyse artık Yargıtay dahil olmak üzere yargı mercilerinde aynı şekilde yorumda bulunması gerekir" dedi.
"Bilerek mağduriyete sebep olunuyor"
Can Atalay davasının da AYM'ye gideceğini kaydeden Altıparmak, bu durumda AYM'nin tutarlı olmak için aynı kararı vereceğine işaret etti. "Daha önce aynı durumda olan vekillerle ilgili zaten karar verilmiş. Şimdi bu kararları uygulamamış oluyorsunuz. O mağduriyete bilerek sebebiyet veriyorsunuz" diyen Altıparmak, yargı kararlarını ancak hukukçuların tartışabileceğini ifade etti. Altıparmak sözlerini "AYM kararını beğenmiyoruz diyebilir akademisyenler, tartışır. Ancak bir yargı merci hem tartışıyorum hem uygulamıyorum diyemez. Buna Yargıtay da dahildir. Anayasayı yorumlama yetkisi bağlayıcı şekilde AYM'ye verilmiş" şeklinde sürdürdü.
Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Erinç Sağkan da sosyal medyadan Yargıtay'ın kararının AYM kararlarına aykırı olduğunu ifade ederek "Yargıtay'ın Can Atalay kararı, AYM'nin 'Anayasa'nın 14'üncü maddesinin hak ve özgürlükler lehine olacak şekilde dar yorumlanması gerektiği' yönündeki emsal kararlarına açıkça aykırıdır. Bu karar bir milletvekilinin parlamentoda görev yapmak hakkını ihlal ettiği gibi yurttaşlarımızın seçme hakkını da yok saymıştır" görüşünü paylaştı.
İtiraza ret gelirse AYM'ye gidilecek
Can Atalay'ın avukatı Evren İşler, kanunların imkan verdiği tüm başvuruları yapacaklarını söyledi. Bugün itiraz başvurusunda bulunulan Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nden alınacak sonuca göre de AYM süreci başlatılabilecek. Yargıtay'daki itirazın ardından da tahliye çıkmaması durumunda Can Atalay'ın seçilme hakkının ihlal edildiği ve tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiası ile AYM'ye başvurulacak.
Can Atalay da kararın ardından yaptığı açıklamada, Meclis Başkanı ve Başkanlık Divanı'nı cezaevine davet etti. Atalay'a CHP ve Yeşil Sol Parti'den dönem dönem ziyaretler yapılıyor. Ancak AKP ve MHP'nin çoğunluğu oluşturduğu Meclis Başkanlık Divanı gündeminde planlanan bir ziyaret bulunmuyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Kavala'nın arasında bulunduğu sekiz sanığın yargılandığı davada Can Atalay'a "hükümeti devirmeye teşebbüs" iddiasıyla 25 Mayıs 2022'de 18 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. İstinafın onadığı karar itiraz üzerine Yargıtay taşınmıştı. Daha sonra Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Avukat Can Atalay, tutuklu olduğu için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Genel Kurulu'nda yemin ederek görevine başlayamamıştı.