Merhaba dostlar,
Bilim insanları iklim değişikliğinin etkilerinin beklenilenden de şiddetli olduğu konusunda fikir birliği halinde. 2020'de yaşadığımız aşırı sıcaklar, fırtınalar, orman yangınları, kutuplarda buzların erimesi bu yıl da devam eder ve olağan hale gelirse, gezegenimizin önemli bir bölümü oldukça kısa bir sürede "yaşanamaz" hale gelecek. Endüstri öncesi döneme göre ortalama sıcaklık artmakta. Bu artış 2 derece santigrada varırsa "geri dönüşü olmayan" bir yola girdik demektir.
Hani bugün hava nasıl olacak, ceket alsam mı almasam mı diye bakarız da, ha 21 derece olmuş hava sıcaklığı ha 23 derece - pek de farketmez "ceket kararı" açısından. Küçük bir fark gibi görünür: sadece 2 derece! Oysa geleceğimizin nasıl olacağı değil, olup olmayacağı bu küçük farka bağlı!
İklim değişikliği artık "tehlike" olmayı aştı, "acil durum" haline geldi. Öyle ki, sera gazı emisyonlarıyla dünyamıza en fazla zarar veren iki ülke - ABD ve Çin - iklim konusunda işbirliği yapma yolunda adımlar atıyorlar!
İklim krizinin sorumlularından biri de endüstriyel tarım; kirliliğin yüzde 25'inin tarımsal kaynaklı olduğu belirtiliyor. Çaresi ise doğru tarımda, doğa ile uyumlu tarımsal yöntemlerde, kısaca agroekolojide!
Dün - 17 Nisan - Uluslararası Çiftçi Mücadeleleri Günüydü. Taleplerimiz gıdayı üreten çiftçiler için, gıda egemenliği için, gezegenimizin geleceği için...
Haftanız aydınlık, sofralarınız şifalı olsun.