Son günlerde sosyal medyanın gündemine bir video oturdu. Şişman kadınların cehenneme gideceğini söyleyen bir rahip ve ‘’şişman’’ bir kadının intikamı.
Yıllar önce toplumsal cinsiyet eğitimi alırken bir hocamız moda dergilerinde hayranlıkla – kabul edelim birazda kıskançlıkla- izlediğimiz mankenlerin ürün çekimlerinin benzerini her yerde her gün görebileceğimiz ‘’ideal ölçülere sahip olmayan kadınlarla’’ yapıldığında nasıl da komik olduğunu göstermişti. Çünkü toplumsal normların dayattığı ama dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun sahip olmadığı standartlar aslında insan doğasına aykırı.
Her gün televizyonlardaki dizi ve filmlerde hem kadınlara hem erkeklere dayatılan güzellik anlayışı ne kadar gerçekçi? Hepsi neredeyse birbirinin aynısı kusursuz kadın ve erkek ilahlar ve onlara benzemeye çalışan biz ölümlüler. Bunun için harcanan milyonlar, koca bir sektör ve sokakta birbirine benzeyen aynı tornadan çıkmış gibi insanlar.
Neredeyse her sene değişen kaş, göz, dudak şekilleri… Tıpkı her sene değişen elbise ya da ayakkabı modası gibi, insanı tüm farklılıkları ve kusurlarıyla bir bütün ve özel saymak yerine bir meta konuma getirmek. Bu şekilde sürekli var olan bir gelir kaynağı…
Böylece yaratılan, kendinden memnun olmayan sürekli’’ ideali’’ tutturmaya çalışan başaramayınca da depresyona giren milyonlarca insan. Tabi bunlar içinde tıp sektör haline getirilmiş durumda. Gördüğünüz gibi insanların mutsuzluğu üzerinden koca imparatorluklar yükselmekte ve bunların her bir tuğlasını bizler yerleştirmekteyiz. Elbette sağlık için fazla kilolu olmamak gerekiyor ama şunu da akıldan çıkarmamak lazım bizler ne bir elbise, ne ambalaj içindeki hediye, ne de oyuncak değil insanız ve her birimiz yüzümüzdeki çizgilerle, kalkık olmayan burnumuzla, ince dudak yapımızla belki birkaç kilo fazlamızla tek tek eşsiz ve güzeliz aslında.
İnsan değil meta olma dayatmasını reddediyoruz diye cehenneme gideceksek, o zaman haydi kızlar cehenneme…