“Merdiven altı” tabirini duymuşsunuzdur. Özellikle 90’lı yıllarda, başta Uğur Dündar olmak üzere, Savaş Ay, Kadir Çelik vb. televizyoncuların, yaptıkları programları hatırlarsınız. Halkın sağlığını hiçe sayarak sahte gıda maddeleri üreten eden ruhsatsız, kaçak, denetimsiz imalathaneler için kullanılırdı bu tabir. Devletin “serbest piyasa, rekabet ortamı, özelleştirme vb.” saiklerle yarattığı kontrolsüz ortamdan yararlanan fırsatçılar, halkın kaygılarını da istismar ederek daha fazla kar etmek, daha kolay para kazanmak için açarlardı bu merdiven altı imalathaneleri…
Geçtiğimiz hafta içinde, ilimizde biri Karasu’da biri Adapazarı’ndaki iki özel okulda, (kentin en popüler özel okullarından birinde) öğrenciler zehirlendiler. Yedikleri yemekten mi yoksa içme suyundan kaynaklı mı zehirlendi çocuklar, o bile belirlenemedi. Yani demem o ki o kadar kontrolsüz, o kadar başıboş…
2000’li yıllarda sağlık, ulaştırma gibi kamunun temel hizmetlerinden biri olan eğitim de “serbest piyasa, rekabet ortamı, özelleştirme” furyasından nasibini aldı. Hükümetler, bedelsiz arazi, geri ödemesiz kredi, öğrenci başına destekleme gibi pek çok standart ekonomik imkânın yanı sıra özel okulları teşvik etmek için kamusal eğitimin içini boşaltıp niteliğini düşürerek, velilerin özel okulları tercih etmelerini sağlayacak koşulları yarattılar. İnşaattan turizme, iktisattan perakendeciliğe kadar, başka sektörlerde iş yapan, eğitimle alakasız pek çok şirket güzel ve kolay para olan bu işe girdiler…
Türkiye’nin en popüler özel okul zincirlerinden birinde geçen hafta içinde öğretmenler greve gittiler. Aylardır maaşlarını alamadıklarını belirten öğretmenler derslere girmeyerek seslerini duyurmaya çalıştılar. Doğal olarak veliler ayaklandılar; “Biz okul yönetiminin talep ettiği tüm ödemeleri yaptık, depozitolar da taksitler de düzenli olarak ödenmiş, niye öğretmenlerin maaşları ödenmiyor?” Sonra gerçek ortaya çıktı ki özel okulu işleten firma okuldan kazandığı parayı inşaat sektörüne aktarmış inşaat işi zarar edince de öğretmenlerin maaşları…
Biri ülkede biri şehrimizde iki özel okul skandalı yaşanınca doğal olarak eğitim iş kolunda örgütlü sendikaların Sakarya şubeleri konuyla ilgili ne demişler, bu olaylar üzerinden eğitimin özelleştirilmesi, pıtırak gibi her yere bir sürü özel okul açılması ile ilgili ne düşünmektedirler diye merak ettim. Sizde merak ettiyseniz hemen merakınızı gidereyim; hiçbir şey. Evet, hiçbir meslek örgütünden tek satır dahi açıklama bulamadım. Hadi diğer sendikaların eğitimin özelleştirilmesine bir itirazı olmadığı için sesi çıkmadı, eğitimin özelleştirilmesine temelden karşı olduğunu bildiğim Eğitim Sen Sakarya şubesinin de bir açıklama yapmamış olması tuhafıma gitti…
Bugün Serdivan’da Muhsin Yazıcıoğlu bulvarının başından (diş hastanesi tarafı) çark sanayiye doğru yürüyerek giderseniz sağlı sollu bir sürü okul görürsünüz. Yazlık’ta, yeni kent yolunda kentin farklı yerlerinde bir sürü özel okul. Merdiven altı imalathaneler gibi başıboş, kontrolsüz, denetimsiz…
İşin özeti, eğitimin özelleştirilmesi bir devlet politikasıdır. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda bir özel okul patronu oturmaktadır. Devlet okullarının kalitesinin düşürülmesi de, devlet okullarının bakımsız, ödeneksiz kalmasının da, devlet okullarında kadrosuz, güvencesiz öğretmen çalıştırılmasının da, devlet okullarına giden öğrencilere içi boş kitaplar dağıtılmasının da sebebi eğitimde özelleştirmenin önünü açmak içindir.
Özel okul sayısının bu kadar artmasının, özel okulların bu kadar kontrolsüz olmasının, denetimlerden muaf tutulmasının nedeni, özel okullara yatırım yapacak iş adamlarının ürküp “sektörden” kaçmamaları içindir.
Devletin en hayati hizmetlerinden biri olan eğitim hizmeti; “daha çok kar” dışında bir amacı olmayan patronların insafına bırakılırsa, elbette ne çocukların zehirlenmesi, ne öğretmenlerin maaşı, ne de bireylerin nitelikli bir eğitim alıp almadığı kimsenin umurunda olmayacaktır…
Özetin özeti, eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet devletin temel hizmetleridir. Bu hizmetler patronların insafına bırakılamaz. Bu hizmetler parasız ve kamusal olmadır. Bu hizmetlerin özelleştirilmesi halkın yararına değildir…