Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 1025. hafta buluşması bugün Galatasaray Meydanı’nda, polis bariyerlerinin önünde yapıldı.

“Türkiye'de ise, kadim bir devlet geleneği olarak yaşatılan inkar ve cezasızlık siyaseti, yaygın şiddet kültürünü beslemeye, hukuksuzluğu ve adaletsizliği büyütmeye devam ediyor” diyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilişinin ardından 30 yıl geçen Ali Tekdağ’ın akıbetini sordu.

Karanfil ve kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın bu haftaki eylemine çok sayıda hak savunucusu katıldı.

Adli ve idari yargıda yeni kararname Adli ve idari yargıda yeni kararname

"Beni katledecekler"

İnsan Hakları Derneği Hakkari Şube Başkanı  Sibel Çapraz’ın okuduğu açıklamada, 3 Kasım 1991’de Ali Tekdağ’ın kaybediliş süreci anlatıldı:

Yedi çocuk babası, Ali Tekdağ, Diyarbakır'da yaşıyor, babası Hamit Tekdağ ile

Bağlar'da pastahane işletiyordu. HEP içerisinde siyasi faaliyet sürdüren Ali Tekdağ, onlarca kez gözaltına alınmış ve ağır işkence görmüştü.

3 Kasım 1991 tarihinde, Ali Tekdağ evden eşi ile birlikte çıktı. Alışveriş yapmak  üzere Dagkapı Şekerbank civarına geldiklerinde, sivil giyimli,uzun namlulu silahlı ve telsizli kişiler Tekdağ'ı zorla beyaz bir minibüse bindirerek götürdüler.

Tekdağ Ailesi'nin ve İHD'nin tüm başvuruları sonuçsuz bırakıldı ve Ali Tekdağ'ın gözaltına alındığı inkar edildi.

Ancak, S.D isimli bir kişi, Ali Tekdağ'ı gözaltına alınmasından 45 gün sonr, Diyarbakır Çevik Kuvvet Merkezi'nde gördüğünü açıkladı ve onun, "Aileme söyleyin beni katledecekler" diye bağırdığını aktardı.

21 Ocak 1996 tarihli Evrensel Gazetesi'nde  yayınlanan "Bir JİTEM Subay'ının İtirafları" başlıklı haberde,  Ali Tekdağ'ın 120 gün süren ağır işkence sonrası silahla taranarak öldürüldüğü ve öldükten sonra, tanınmaması için üzerine benzin dökülerek yakılıp Silvan-Diyarbakır karayolunda bir dere yatağına gömüldüğü bilgisi yer aldı.

AİHM’den yaşam hakkının ihlali kararı

 Tekdağ ailesinin ısralı başvuruları sonucu açılan yedi soruşturmadan da sonuç alınamadığını aktaran Çapraz, daha sonra Hatice Tekdağ’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduğunu söyledi.

AİHM, Ali Tekdağ'ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili yürütülen soruşturmaların eksik ve yetersiz oluşu nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği sonucuna vararak Türkiye'yi mahkum etti.

"Hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz"

Çapraz taleplerini ise şöyle açıkladı:

Gözaltında kaybedilişinin 30. yılında, Ali Tekdağ’ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili hakikati açığa çıkaracak, suçun fail ve sorumlularını yargılayarak cezalandıracak etkinlikte bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini talep ediyoruz.

Kaç yıl geçerse geçsin; Ali Tekdağ için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Kaynak: bianet