“Her yol Roma’ya çıkar!” diye bir söz vardır ya…
Hiç doğru yere oturmasa da yerli yersiz de kullanırız. Şehircilikte de bunu yaparız.
Sakarya’da yıllardır ve hemen her siyasi dönemde şunu yazarım. Seçilmiş Şehir Yönetenleri’ne, kent halkı geçici bir süre ve belirli yetkilerle görev verir.
Yani, Seçilmiş hiçbir Yöneten şehrin ve halkın mülkiyetine sahip değildir. Bir zaman sonra şehir, o emanet görevi bir başkasına verir.
O nedenle; şehirlerde yapılacak köklü, halk yaşamını kuşaklar boyu etkileyecek, büyük-pahalı projeleri; Seçilmiş Yönetenler kesinlikle halkın önüne koymalı ve halkla çok önemli istişarelere girmeli. Asla duvara da toslanmaz.
***
Örnek önümüzde; son 8-9 yıldır Serdivan’da yapılan şehircilik işlerinin çoğu yanlış, abartılı, şişirme : -)
Serdivan halkına sorulduğu da duyulmaz.
Haritalara girip, Serdivan yazıyorum. Uydu haritanın ortasında ‘Yeşil Alan’ yazan kocaman bir bölge çıkıyor. Haritada var; hayatımızda yok artık.
Serdivan toprakları bitti, bitiyor. Son 6-7 yılda da, artık fren tutmuyor.
***
Serdivan’da duvara toslandı. İçeri zor giriliyor; daha zor da çıkılıyor. CADDE54 işleyişe girsin, Serdivan’da yaşayanlar burnundan solumaya başlayacak.
Büyükşehir Meclisi geçen günlerde, “ Yenikent-Adapazarı-Serdivan Alternatif Kuzey Güney Çevre Yolu !” diye bir projeyi görüştü. Onayı bitti mi bilmem?
Septik-kuşkucu kafam o günden beri, “Bu yol nerelerden geçecek? Kimler güzergahı biliyor? O güzergahı bilenler araziler kapattı mı? Nereler ihya olacak?” diye, hep oralarda.
Bu işlerin en ballı, havadan, en kısa zamanda para kazanma yolu olduğu dillenir. Hemen her büyük arterde de daha düne kadar da konuşulan İş’lerdir.
***
En büyük derdim; Şehir Halkı ile İstişare! Sakarya’da 1 milyon insan yaşıyor. Bende daha doğru düşünen 999 bin insan çıkabilir. Gelecek böyle kurulur.
Bir şehri kuzeyden-güneye geçecek Ana Arterin şehirde 5-6 ay tartışılması asla zaman kaybı, yetki törpüsü değildir. Çünkü çok servet ve zaman kaybedilen projeler biliriz.
Sözüm sadece Seçilmiş Siyasi Yönetenlere değil; seçilmek için uykuları kaçan muhalefete de yazıyorum. Şehirdeki köklü yatırımlarla ilgilenin!
Siyasi muhalefetin bu işleri izlemek, kamuoyu ile paylaşmak gibi bir misyonu yoktur. “Okulları yıkalım, otopark yapalım!” diyen rant aklına bile dur denmez.
BÜYÜKŞEHİR’İN 500 MİLYONLUK 13 ARITMA TESİSİ : -)
Yıllardır,“ Hızırilyas Su Yönetim Merkezi “’nin kurulduğu tepelerdeki ara yollardan 32 Evler Caddesi’ne arabamla da, yaya da inerdim. Hala inerim.
Şehir içme suyunun O zirvelerden getirilmesi çok doğruydu. Zor da olsa yapıldı. Artık doğaüstü, beklenmedik afetler yaşanırsa su sorunu olabilir.
***
Yaşadığım bölgenin, “ Kurtköy Deresi Arıtma Tesisi“ yapımını,“Dere kenarında yol bitti” denilecek vadilere kadar giderek de izledim.
Yatırım bütçesinin doğru harcanması, verimliliğinin izlenmesi, sonradan ortaya çıkan hataların halkın önünde paylaşılması ayrı bir siyasi erdemdir.
Yatırımları izleyen, sorumluluk duyan, araştıran konuşabilmeli. Karşıt-fitne-haset der, susturursak hepimiz kaybederiz. Evimizde bile bu yapılmasın.
SASKİ, internet sayfasında her ayın ilk pazartesi günü; sorumlu olduğu şehir, belde ve mahallelerin, “Güncel Çeşme Suyu Analiz Raporları”nı açıklamalı. Halk, su tüketimini ev çeşmesinden yapmayı güvenle düşünür.
O gün evimin çeşmesinden akan suyu içmeyi, çay ve yemek yapmayı düşünürüm. “Büyükşehir’in hizmet mekanları kullanıyor” dense de yetmiyor.
***
Sakarya’da ayrıca; OSB’lerden sonra, TIR Taşımacılığı en yoğun hizmeti Su Fabrikaları’na veriyor. TIR’lar gece gündüz 24 saat SU taşıyor.
Damacana ve şişe suyu sektörünün “ Tahlili yapılmış (?) suları yok satıyor. İş ahlakına uygun denetim yapan sektör kendi kazanır. Ama kamu denetimi?
Çağdaş ülkelerde Kamu Denetimi olmazsa olmaz. İçme suyunda var mı?
Sakarya’da dip sularının son yıllarda inanılmaz ölçüde azalması neden? Fabrika içlerinde sondaj vurulmuş mu, denetleyebilen var mı?
***
Büyükşehir’in 13 arıtması geleceğimiz için de doğru ve iyi bir yatırım. Bunca yatırımın, tahlil sonuçları açıklanarak, taçlandırılması güven verici olur.
(Bizim Sakarya)
