İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin Nisan ayı araştırmasına göre geçen ay en az 122 işçi işci cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Yılın ilk 4 ayında 585 işçinin yaşamini yitirdiğine işaret edilen araştırmaya göre AKP'nin iktidarda olduğu dönemde iş cinayetlerinde ölen işçilerin sayısı en az 31 bin 131.
İSİG Meclisi'nin araştırmasına ilişkin raporda AKP'li yıllara ait dönemdeki iş cinayetlerine ait verilere yer verildi. Raporda bu döneme ilişkin şöyle denildi:
"2002 yılının son iki ayında 146 işçi, 2003 yılında 811 işçi, 2004 yılında 843 işçi, 2005 yılında 1096 işçi, 2006 yılında 1601 işçi, 2007 yılında 1044 işçi, 2008 yılında 866 işçi, 2009 yılında 1171 işçi, 2010 yılında 1454 işçi, 2011 yılında 1710 işçi, 2012 yılında 878 işçi, 2013 yılında 1235 işçi, 2014 yılında 1886 işçi, 2015 yılında 1730 işçi, 2016 yılında 1970 işçi, 2017 yılında 2006 işçi, 2018 yılında 1923 işçi, 2019 yılında 1736 işçi, 2020 yılında 2427 işçi, 2021 yılında 2170 işçi, 2022 yılında 1843 işçi ve 2023 yılının ilk dört ayında 585 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti...
Türkiye kapitalizminin neo-liberal politikalar paralelinde dünya kapitalizmine entegre olabilmesi için 24 Ocak 1980’de aldığı kararlar, işçi sınıfı muhalefeti karşısında ancak 12 Eylül darbesi eliyle hayata geçirildi. Mali sermaye, mülksüzleştirdiği geniş yığınları işçileştirirken güvencesizleştirdi. Aşırı, yoğun, fazla çalıştırma ile karakterize olan güvencesiz çalıştırma biçimlerinin başat hale geldiği ve yaşlı, çocuk, göçmen vd. en korunmasız nüfus gruplarından oluşan işgücü gruplarının da emek piyasasında öne çıktığı bir işçi sınıfı oluştu.
Bu dönemde 3 Kasım 2002 seçimleri ile AKP’nin önce hükümet ve daha sonra çatışmalarla giderek iktidarın merkezine geçtiği bir süreç içinden geçtik. Tuzla Tersaneleri, Davutpaşa/OSTİM, Soma, Torunlar, Ermenek, Covid, Silikozis, Asbest, Bartın ve nice işçi katliamları yaşandı, ‘yerli ve milli bir iş cinayetleri rejimi’ hayata geçirildi.. İşte sonuç: AKP’li 20,5 yılda en az 31 bin 131 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti... Diğer yandan Tuzla tersanelerinde, kot taşlama atölyelerinde, iş cinayetleri adalet davalarında, Soma madenlerinde, 3.Havalimanı’nda, Finans Merkezi’nde, BEDAŞ’ta, İSPER’de, Migros Depo’da, hastanelerde, okullarda, Sütaş’ta, Metal Fırtına’da, Yemek Sepeti’nde, Aliağa’da, belediyelerde, Antep’in tekstil fabrikalarında ve adını sayamadığımız yüzlerce alanda İSİG direnişleri sürdü, sürüyor, sürecek..."
2023'te 585 iş cinayeti
Yüzde 68’ini ulusal basından; yüzde 32’sini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla 2023 yılının ilk dört ayında (Ocak’ta 120, Şubat’ta 213, Mart’ta 130, Nisan’da 122 olmak üzere) en az 585 işçi hayatını kaybetti... Yani bu yıl da her gün ‘en az’ 5 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. En az diyoruz çünkü tespit ettiklerimiz basına yansıyanlar ya da bize bildirilenler. Bir yandan deprem bölgesinde kaybettiğimiz işçi arkadaşlarımızın bilgisine ulaşmak neredeyse imkansız (şu ana kadar sadece 110 işçi ölümü bilgisine ulaştık). Diğer yandan deprem gündemi nedeniyle diğer şehirlerdeki iş cinayetlerinin de basına yansıması azaldı.
* İstihdamın büyük çoğunluğunun kısa süreli, işin bitimine ya da işin bir kısmının yapımına dayalı olduğu, taşeron çalışmanın başat olduğu ‘ekonominin lokomotifi’ inşaat işkolunda bu yıl en az 92 arkadaşımızı kaybettik.
* Konaklama işkolunda ise her türlü kuralsızlığın hakim olduğu ve sendikal örgütlenmenin yok gibi ya da zayıf olduğu 22 moto kuryenin de içinde olduğu 76 arkadaşımızı kaybettik.
* Şoförler görülmeyen işçi ölümleri. Oysa her gün yollarda tır, otobüs, kamyon, taksi ve servis şoförleri ölümle kolkola. Yılın ilk dört ayında taşımacılık işkolunda en az 64 arkadaşımızı kaybettik.
* Tarım sezonu ise ‘işçilik’ anlamında yeni başlıyor. O yüzden şu ana kadar çoğunluğu (45) çiftçi olmak üzere tarım, orman işkolunda en az 59 arkadaşımızı kaybettik.
* Sanayi işkolları çok parçalı. O yüzden büyük patlamalar dışında fabrikalardaki, ocaklardaki, atölyelerdeki ölümler de görülmüyor. Oysa şu ana kadar gıda, maden, tekstil, ağaç, çimento, metal, enerji ve tersane işçisi 149 arkadaşımızı kaybettik.
* İş cinayetlerinin önemli bir nedeni trafik, servis kazaları. Ancak bu ölümler iş cinayeti olarak değil trafik kazası olarak görülüyor. Şoförler uzun çalışma saatlerinde ve neredeyse dönüşümsüz olarak yeterli bakımı yapılmayan eski araçlarda çalışıyor, yol aydınlatması ve düzenlemesi olmayan yollarda direksiyon sallıyorlar. Yine özellikle Nisan ayında birçok işçi servis kazaları sonucu hayatını kaybetti.
* 2023 yılındaki grafiklerimizde depremin etkisini hep göreceğiz. Şu ana kadar resmi açıklamalara göre Maraş depremlerinde en az 50 binin üzerinde kaybımız var. Biz şu ana kadar deprem anında çalışırken ya da eğitim-etkinlik-görevlendirme nedenleriyle bölgede bulunan 110 işçi ölümü (42 işçi konaklama, 32 işçi kimya, 27 işçi sağlık, 3 işçi taşımacılık, 1 işçi tarım, 1 işçi tekstil, 1 işçi ticaret, 1 işçi metal, 1 işçi inşaat ve 1 işçi güvenlik işkolunda olmak üzere) tespit ettik. Deprem sonrası bölgeye giden ya da depremdeki hasarlı binalarda çalışırken ölen işçileri bu kapsamda değerlendirmedik.