Gezi Parkı protestolarına ilişkin yargılandıkları davada aldıkları beraat kararları Yargıtay tarafından bozulan Beşiktaş taraftar grubu Çarşı üyesi 35 kişi hakkında dokuz yıl sonra verilen ikinci beraat kararına ilişkin gerekçeli karar açıklandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma ilamından sonra yeniden ele aldığı Çarşı davasına ilişkin kararını 23 Aralık 2024’te görülen duruşmada açıklamıştı. Tüm sanıklar, üzerlerine atılı “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “terör örgütü kurma veya yönetme” ve “örgüte üye olma” suçlarından beraat etmişti.

Uğur Mumcu ölümünün 32. yılında anıldı Uğur Mumcu ölümünün 32. yılında anıldı

Mahkeme, sanıkların tamamının Beşiktaş Spor Kulübü taraftarı olduklarını, aralarında takım taraftarlığından ve sosyal paylaşımlardan kaynaklanan arkadaşlık ve dostluk ilişkisi dışında hiyerarşik yapı, görev dağılımı, organizasyon şeması, maddi kaynak, silah mühimmatı ve gizlilik esasları bulunmadığına kanaat getirdi.

Çarşı grubunun, takım taraftarlığından kaynaklanan, yasal sosyal etkinlikler dışında her hangi bir yasadışı faaliyet içinde de bulunmadıklarını belirten mahkeme, Haziran 2013’teki Gezi Parkı protestolarını düzenleyen yapı içinde de bulunmadıkları sonucuna vardı. Gerekçeli kararda, sanıkların anayasal bir hak olan ve demokratik ifade özgürlüğü içinde protestolara katıldıklarına işaret edilerek zaman içinde farklı kişi veya grupların provokasyonu veya kolluk güçlerinin orantısız güç kullanmaları sonucunda oluşan olumsuz durumlara ve suç teşkil eden eylemlere katıldıklarının somutlaştırılamadığı kaydedildi.

TELEFON GÖRÜŞMELERİ ‘YASAK DELİL’

İddianamede yer alan mağdurların, sanıklarla ilgili herhangi bir suç isnatlarının bulunmadığını da kaydeden mahkeme, dosyada dava açılması için yeterli delil olarak gösterilen baz istasyonu tespitlerinin tek başına bir anlam ifade etmediğini ve bu dosya açısından usulüne uygun olarak alınmayan telefon görüşme tapelerinin “yasak delil” niteliğinde olduğunu ifade etti. Kararda ayrıca iletişim tespit tutanakları da ‘yasak delil’ kabul edildi.

‘ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR’

Mahkeme, beraat kararının gerekçesinde, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevlerini yapamaz hale getirmeye çalıştıkları” iddia edilmişse de sanıkların, bu suçu uygun vasıtalarla işleyerek amaca ulaşmaya yetecek plan ve organizasyon dahilinde hareket ettiklerine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli, kesin ve somut delil bulunmadığına kanaat getirdi. Kararda, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de göz önüne alındı.

Kaynak: Cumhuriyet