AKP, yıllardır uyguladığı ekonomik politikalarla, toplumun yüzde 10’luk kesimine ‘siz ölürseniz ölün, umurumuzda değil’ dercesine, emekli aylıklarına enflasyonun yüzde 25’lerde seyrettiği bir dönem için yüzde 5’lik zammı öngörüyor.
Ama, sarayın arka kapısından giriş izni verilenlere ise yüzde 25 civarında zammı uygun görüyor. Öyleyse, partinin ismindeki ADALET sözcüğü gerçeği yansıtmıyor ve o kelime boşluğa düşüyor.
Emekli, ekonomik anlamda neden bu kadar öteleniyor dersiniz ?
Öteleniyor, çünkü örgütsüz ve hak arama konusunda ‘kanaatkar-biatçı’ yaklaşım sahibi. Ekonomik olarak yaşayamaz hale getirilmesine rağmen, ‘hiç olmazsa maaş alabiliyoruz. Ya bunu da bulamazsak’ düşüncesiyle her şeyden önce kendi kendini etkisiz, işlevsiz hale getiriyor. Oysa, eşleri, çocukları ve torunlarıyla birlikte memleket nüfusunun yarısını işgal ediyor.
Yetersizlikler dolayısıyla iş bulabilirse çalışmak zorunda kalan emekli, rahat yüzü görmeden göçüp gidiyor.
Bu gelişmeler AKP’nin umurunda değil. AKP’nin ekonomik kararları alan kadroları, soruna ‘Bir an önce göçüp gitsinler de emekli maaşı verdiğimiz insan sayısı azalsın’ düşüncesiyle bakıyor ve belki de dua ediyor.
Oysa, kendi yaşadıkları zemin, koşullar ve ilişkiler açısından son derece cömert olan AKP kadroları, "kamuda tasarruf" iddiasıyla yurttaşlara hizmet kalitesini düşürürken, Meclis Başkanlık Divanı üyeleri için kiralanan araçlarla saltanata yeşil ışık yakmayı sürdürüyor.
Meclis Başkanlık Divanı üyeleri için 2 yıllığına kiralanan 2019 model, 2000 cc motor gücüne sahip 66 araç kiralanmış. Bu kiralamanın aylık bedeli 1 milyon 187 bin 200 TL. Yani, 2 yıllık süre için saltanata ödenecek miktar 28 milyon 492 bin 800 TL.
Sadece saltanat arabalarına bu kadar ödeme gücü bulunan Türkiye Cumhuriyeti bütçesi, emeklinin maaşına 6 aylık zam konusuna gelince neden yüzde 5’i geçemez dersiniz ?
Geçemez, çünkü geçmeyi tercih etmez. Bunun çeşitli nedenleri var elbet. Ama, en önemli nedeni, emeklilerin sessizliği ve biat etmeleri.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’nun da açıkladığı gibi, enflasyonla mücadele hayat pahalılığını önlemek için yapılır ama AKP yönetimindeki Türkiye'de ise ücretlere düşük zam vermek için ayarlanır oldu.
Altı aylık enflasyonun yüzde 5 olarak çıkması sonrasında temmuz ayında yapılacak zam oranlarının memur ve memur emeklileri için yüzde 6, SSK ve Bağ-Kur emeklileri için yüzde 5 olarak açıklanınca, aklıma neler geliyor neler. Şeytanın işi yok ya, enflasyonun ücretlere zam yapılacağı aylar beklentilerin altında çıkmasının büyük tesadüf olduğunu fısıldıyor kulağıma.
Temmuz ayında memur, emekli ve işçiye enflasyon farkı ödenecek ya, ne kadar düşük enflasyon, o kadar az enflasyon farkı demek’ diye düşünen AKP iktidarı gerekli istatistiki ayarlamaları yapıyor. Gıda enflasyonu aylık bazda düşük gösteriliyor. Oysa, geçen yılın aynı dönemine göre birçok temel gıda üründe fiyatlar el yakıyor.
Bütün bu oyunlar, AKP’nin emekçiye ve emekliye şaşı baktığının kanıtıdır…
Çalışanına, emeklisine, yoksuluna şaşı bakan bir siyasal anlayış ve onun iktidarı, sadece sermaye sınıfına hizmet ediyor bu yolla da emperyalizmin vazgeçilmez müttefiki haline gelmiş oluyor demektir.
İstanbul’da yenilenen Belediye Başkanlığı seçimini muhalefet adayının kazanmış olmasının ülke genelinde yarattığı olumlu havanın suni bir rahatlama olduğu, bu emekli maaş zammı sırasında çok net görülmüştür.
Yani, kısacası, herhangi bir seçimden çıkan sonuç ne olursa olsun, iktidarı seçimle ele geçiren ama seçimle gitmeye niyeti olmayan AKP anlayışının gaza basmaya devam edeceği, yoksulun, emekçinin ve de emeklinin daha fazla ezileceği dönemlere girdiğimiz açıkça bilinmelidir.
Boş umutlara bağlanıp da sonradan hayal kırıklığı yaşamamak için, bu tabloyu yoksullar, emekçiler ve emekliler lehine çevirmek için daha fazla ve daha etkili mücadele başlıklarını hayata geçirmekten başka çare olmadığı ortadadır.
Niyetliyseniz, geleceği kazanırsınız !..