“Sayın 2018, Verdiğin tüm dersler için teşekkür ederim.
Sevgili 2019, Hazırım…”
Böyle yazarak karşılamışım 2019’u ama yılın sonundan geriye doğru bakınca bana yaşattıklarının hiç birine hazır değilmişim. Ne demeye gereksiz bir özgüvenle meydan okumuşum ki?
Şimdi bu berbat yıla ait içimde kalan son umutla, bir türlü gelmek bilmeyen kışı ve yeni yılı bekliyorum. Gelsin diyorum o dondurucu soğuk, o ihtişamlı beyaz örtü. Hazan mevsiminde içimizden kopanları, yerlere dökülüp saçılanları, acıları, yok saymak istediğimiz anıları dondursun, örtsün üstünü. Örtünün beyazlığı kör etsin karanlıktan sıkılan gözlerimizi. Beyazdan başka renk görmesin gözümüz. Ancak o zaman aydınlanır belki kararmış yüreğimiz.
2019 tam bir “yitirme” yılı oldu benim için. Neler oldu bir yılda diye düşünürken yitirdiklerimin acısı geldi oturdu yüreğime ve uzun süredir kurtulamadığım o yürek daralması ile başladım yazmaya.
Aslında umut dolu bir yeni yıl yazısı yazmaktı niyetim. İlk çıkan cümlelerden anladım ki bu yıl en çok umudu yitirmişim. Bundandı, bu dayanılmaz yorgunluk hissi ve kurtulamadığım iç sıkışması. “Karamsar bir yeni yıl yazısı yazılmaz, okuyanı da çekme o karanlık dünyana” diyerek bıraktım yazmayı. Bir arkadaşımla sohbete koyuldum. Bir ara “yazıma devam etmek için umuda ihtiyacım var bende hiç kalmamış sende varsa biraz verir misin?” dedim. “Tabi ki paylaşırım, çünkü umut paylaştıkça çoğalır” dedi.
Ve William Arthur Ward’ a ait yelkencilerin söylediği bir sözü hatırlattı;
“Karamsar, rüzgârdan şikâyet eder,
İyimser, değişmesini bekler,
Gerçekçi ise yelkenlerini ayarlar”
Bu sözde kendimi aradım. Ben hangisiydim? Karamsar mı? İyimser mi? Gerçekçi mi?
Ben bekliyordum. Hiç bir şey yapmadan bekliyordum. Bir adım atacak halim yok diyordum. İyi bir şey olacak diye de beklemiyordum üstelik. Artık umudumu yitirdiğimdendi hareketsizliğim. İyimser olamazdım.
Başkasını suçlamayı öğrenememiştim ki hiç. Karamsar da bana hiç uygun değildi.
O halde gerçekçi olmalıydım. Geçen yılın başındaki gibi hazırlıksız bir meydan okumayla değil. Her şeye hazırlıklı olup kendini sağlam tutmakla gerçekçi olunurdu.
Zor günler hep olur. Her kaybediş bir parçamızı alır götürür bizden. Olmaz dediklerimiz olur. Yapmaz dediklerimiz şaşırtır bizi. Hiç vazgeçemem sandıklarımızdan mahrum da kalabiliriz. Bazen üst üste yaşananlar öyle yorar ki bir adım atacak gücümüzün kalmadığını düşünebiliriz. Ama yaşamaya devam etmek için elbet bir sebep bulunurdu. O sebebe tutunup ayağa kalkmalı ve yeni yitirişlere hazırlık için yelkenler ayarlanmalıydı.
Tam bunları düşünüyordum ki gelen telefonla 2019’da çok sık olduğu gibi yine hastaneye koştum. Bu yıl babamı bir hastanede yitirdim. O gün eksildim en çok. Tüm aile eksildik.
Ailenin eksilmesine tahammül edemeyen iki minik “2019’ da eksilmek yok, artacağız” diyerek meydan okumuş ve yeni yılı beklemeden anne karnı huzurunu bırakıp aramıza gelmişlerdi. Bir hastanede yetim kalmanın eksikliği başka hastanelerde hala ve teyze olmanın sevinci ile tamamlanıyordu. Hayat aldıklarına misli ile karşılık veriyordu her zamanki gibi.
Bir bebeğin ağlamasını duyuyorsanız ve küçücük elleri sıkıca kavrıyorsa parmağınızı baştan aşağı umut kaplıyor her yanınızı. Ve ben şimdi bir hastane odasında bu küçük mucizelerden birine bakarken içime dolan umutla tamamlıyorum yazımı.
Varsın hazan rüzgârı darmadağın etmiş olsun bizi. Bir başka rüzgâr alıp götürür elbet dağılanları. Varsın gidenler olsun ömrümüzden yerine gelecekler tamamlar eksilen yanlarımızı.
Ne demişti Edip Cansever;
“Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan
Yeni bir başlangıç vardır
Parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın
Gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın
Onu işitsen, yuvarlağı sende kalır
Her başlangıçta yeni bir anlam vardır.
Nedensiz bir çocuk ağlaması bile
Çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.”
Şimdi, hep birlikte güzel başlangıçlar yapma zamanı. Giden yıla değil, gelen yıla bakma zamanı. Kötü anıları silip, yeni hikâyeler yazma zamanı. Umuda dair ne varsa hatırlama ve ayağa kalkma zamanı. Kötülüklerden arınmış bir dünya hayal etme zamanı. Aşkı, dostluğu, samimiyeti, iyiliği, güzelliği, aramaktan ve yaşamaktan asla vazgeçmememe zamanı. Ve her şeye rağmen inadına yine, yeni, yeniden sevme zamanı.
Ve Sevgili 2020,
Yelkenleri ayarladım, güzelliklerle gel...