Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümünün ardından Türkiye'nin çeşitli kentlerinde sorumluların adalete teslim edilmesi talebiyle protesto gösterileri düzenlendi. Kadın örgütlerinin organize ettiği protestolarda tepkilerin odağında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vardı.

Olayın yaşandığı Diyarbakır'da DEM Parti ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) protesto yürüyüşü düzenledi. Bağlar ilçesinde başlayan yürüyüşe katılan yüzlerce kişi ellerinde Narin'in fotoğraflarıyla sorumluların hesap vermesi talebiyle sloganlar attı. Yürüyüşe Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun ile milletvekilleri de katıldı. Doğan Hatun, "Ailelerin çocuklarını koruması gerekir, tüm dünyada böyledir. Ama bizim toplumumuzda aileler çocuklarını korumuyor. Bu ne anlama geliyor? Bu, içinde yaşadığımız toplumun çürümüş olduğu anlamına geliyor" dedi.

"Lanzarote Sözleşmesi uygulansın"

Eskişehir'de Kadın Meclisleri üyeleri İsmet İnönü Caddesi'nde bir araya geldi, gruptakiler Narin'in 19 gün boyunca bulunamamasına tepki gösterdi.

Eskişehir Kadın Meclisleri sözcüsü Zeynep Ünal, "Nasıl ki kadın cinayetlerini durdurmak mümkünse çocukları da korumak mümkün. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu var, tıpkı 6284 gibi. Kanun etkin uygulansın ki çocuklar yaşasın, özgürce yaşayabilsin. Lanzarote Sözleşmesi var, tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi. Uygulansın ki başka Narinler öldürülmesin" dedi.

"Ayda bin çocuğun kaybolduğu konuşuluyor. TÜİK 2016 yılından beri kaybolan çocukların verilerini açıklamıyor" diyen Ünal, "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ne iş yapıyor? Bakanlığın görevi sadece ailelerin ne kadar kutsal olduğunu mu anlatmak? O ailelerde çocuklar neler yaşıyor sormaz mısınız? Biz size sorarız. Çocuklar öldürüldüğünde, bulunmadığında, istismara uğradığında niye görevinizi yapmadınız diye sorarız. Çocuklar yere göğe sığdıramadığınız ailelerinizde anneleri ile birlikte öldürülüyor. Babaları tarafından öldürülüyorlar hem de" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Ünal çözüm için okullarda risk taraması yapılmasını önerdi. "Okullar açılıyor. Okullarda risk tarama formları uygulansın. Uygulansın ki çocuklar istismar edilmesin. Çözüm uzakta değil" dedi.

Aile Bakanlığına tepki

İstanbul Kadıköy'de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri üyeleri sokağa çıktı. Platformun Genel Sekreteri Fidan Ataselim, "Biz çocukları, ne bu ailenin ne bu hükümetin ne bu bakanların insafına ve vicdanına bırakmayacağız" dedi. Eylem sonrası üç kadın gözaltına alındı.

Yayın yasağını eleştiren Ataselim, "Aramalar yapılırken yayın yasağı getirildi. Gizlilik kararı getirildi dosyaya. Neden gizliyorsunuz? İnsanlar susacak, oradaki Narin'in kayboluşu ortadan kalkacak mı sanıyorsunuz? Susmadık. İster yayın yasağı getirsinler, ister dosyaya gizlilik kararı getirsinler. Biz bu ülkede çocukların kaybedildiğini biliyoruz" dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının uygulamalarını eleştiren Ataselim, şöyle konuştu:

Adli ve idari yargıda yeni kararname Adli ve idari yargıda yeni kararname

"Aile Bakanı, senin sorumluluğunda değil midir bu ülkedeki çocuklar, kadınlar? Senin işin sadece 'Aile, aile, aileyi koruyalım, aileyi güçlendirelim' demek midir? 'Aile, aile' diyordunuz, alın size aile. Gördünüz mü aileyi? Sizi uyardık, defalarca çocuklara kıymayın efendiler dedik. Kadınlar öldürülüyor dedik. Siz aile dedikçe bu cinayetler katliamlara dönüşüyor dedik."

Yıllardır bulunamayan çocuklar

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ise Ankara'da bir basın açıklaması yaptı. Ankara Kadın Meclisi İl Temsilcisi Tuana Gençer, "Narin'e ne olduğunun hesabını hep birlikte soracağız" dedi.

Gençer, "Narin nerede diye sormak zorundaydık. Çünkü Rabia Naz'ın ölümü hala aydınlatılmadı. Çünkü Gülistan Doku dört yıldır bulunmadı. Peşine düşmek zorundayız, düşmezsek kıllarını bile kıpırdatmayacaklarını biliyoruz" diye konuştu.

Eyleme katılan CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez de "Kaldırın bu yayın yasağını, bu millet gerçeğin ne olduğunu öğrenmek istiyor" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Kaynak: DW Türkçe