Sağlık sorunlarına rağmen cezaevinde tutulan İBB Gernel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Adli Tıp Kurumu’na sevk ediliyor.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İBB'ye yönelik başlatılan operasyonlar kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun beraberinde gözaltı kararı veren 105 isimlik gözaltı listesinde yer almış ardından 23 Mart günü nöbetçi hakimlikçe tutuklanmıştı.
Sağlık sorunları cezaevinde kalmasına elverişli olmamasına rağmen tutukluluk hali devam eden Mahir Polat'ın adli tıbba sevki için avukatı Erkam Erdem başvuru yapmıştı.
Avukat Erkam Erdem, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla sevk işleminin yapıldığını duyurdu. Erdem, "Şimdi aldığımız bilgiye göre Mahir Polat Adli Tıp Kurumu’na sevk ediliyor" ifadelerini kullandı.
"Biri ölümcül düzeyde iki kez hastaneye sevk edildi"
Polat'ın avukatı Erdem 10 günü aşkın süredir sağlık sorunlarının tespiti için mücadele ettiklerini ifade ederek bu sabah ki paylaşımında Adli Tıp Kurumu'ndan karar beklediklerini açıkladı. Verdikleri mücadelenin sonucunu beklediklerini duyuran Erdem, sevkin gerçekleşmesinden önce şu ifadeleri kullandı:
"Son on gündür yaşadığımız tüm sürecin neticesinde bugün Adli Tıp Kurumu’nun Mahir Polat hakkında bir karar vermesini bekliyoruz.
Mahir Bey’in tutuklandığı günden beri hipertansiyonu devam ediyor. Bu nedenle biri ölümcül düzeyde olmak üzere iki kez hastaneye sevk edildi, anjiyo yapıldı. Cezaevine döndükten sonra da tansiyonu sürekli olarak yüksek seyrediyor. En son dünkü ölçüm de 19-11 düzeyindeydi.
Hipertansiyon ne yapar?
1- Sürekli böyle devam ederse birkaç aya böbreği iflas eder, diyaliz makinasına bağımlı hale gelir.
2- Emboli (pıhtı atması) riskini daimi kılar. (Mahir beyin annesi bu nedenle vefat etti. Babası aynı nedenle kısmi felç geçirdi)
3- Beyin kanaması riskini daimi kılar. Her hipertansiyon atağı beyin damarlarına zarar verir. (Beyin damarlarına anjiyo ile bakılamadığı için böyle bir riskin tespit edilerek müdahalesi de çok zor)
4- Kalp krizi riskini daimi kılar.
Biz cezaevi koşullarının Mahir beyin sağlığına verdiği zarar ve hayati riski gündeme getirdiğine ilişkin bu durumun Adli Tıp Kurumu tarafından görüleceğine inanıyor, kendimizi Türk hekimlerine emanet ediyoruz."