TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. İmamoğlu ifade sonrası Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte açıklamalarda bulundu.
İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek'i ve ailesini tehdit etmeye yönelik suçlamalar ve bilirkişi hakkındaki ifadeleri nedeniyle Ekrem İmamoğlu bugün savcıya ifade verdi.
"Haksızlıkla mücadele etmeye devam edeceğiz"
Konuşmasına başlarken adliye önünde toplanan kalabalığa ve öncelikle orada hazır bulunan diğer muhalefet partilerinin desteklerinden duyduğu gururu aktaran İmamoğlu, " Bugünkü mesele İstanbul'da ne yazık ki kurulmaya çalışılan bir kumpasın geldiği sonucudur. İstanbul'da 4 aydır yargı tacizinin en ağırını yaşıyoruz. Haksızlığa hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ve Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın yargı eliyle süreci dizayn etmeye çalıştığına vurgu yapan İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Siyasi partilerimizin tamamı burada, hatta genel başkanlarının bize katkı sunduğunu biliyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin şanlı bekası için her birisine minnet duyduğumu söylüyorum.
Belediye başkanlarına nasıl müdahale edildiğini nasıl kötü muamele ile karşı karşıya kaldıklarını hepiniz hepimiz tecrübe ediyoruz. İnsanlarımızın bir araya toplanma çabasına bile engel olunma çabasını anlamıyorum." dedi.
"Korkunun neden kaynaklandığını biliyoruz"
İmamoğlu, iktidarın korktuğuna işaret ederek, "Korkunun neden kaynaklandığını biliyoruz. Bu konuda özellikle polisimizle, halkımızı karşı karşıya getiren aklı da kınıyorum." ifadelerini kullandı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte otobüsün üzerinden kalabalığa seslenen İmamoğlu konuşmasının bir kısmında da Yavaş'a söz verdi. İmamoğlu, "Mansur Başkanının belediye başkanlarımız adına söyleyecekleri vardır. Mansur Yavaş ile kol kala omuz omuzayım." diyerek Yavaş ile omuz omuza kol kola olduğunu belirtti.
"Silivri Cezaevi'ni kapatalım"
Mansur Yavaş'ın konuşmasından öne çıkanlar:
Yavaş, "Sayın Başkan öncelikle size, İstanbul'a geçmiş olsun diyorum. Demokrasimize ve hukuka geçmiş olsun demiyorum. Geçmemeli bunlar." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin adeta açık hava cezaevine çevrilmek istendiğini vurgulayan Yavaş, sözlerine şöyle devam etti: "Tweet ortada bir yere gitmiyor. Bunun suç olup olmadığına cumhuriyet savcısı da iddia edemez. Hukukta en son yol olan bu tedbire başvurulması yanlıştır. Bir tweet atıyorsunuz Silivri soğuktur diye espri yapıyorlar. Bu espri değildir. Bu demokrasi, hukuk ve ülkemiz adına utanç vericidir. Bir an evvel ülkenin gerçek demokrasiye kavuşması için hep birlikte çalışacağız. Bundan sonra kim olursa olsun hiçbir şekilde tutuklanmayacak. Hiçbirimiz yargılanmaktan ve soru sormaktan korkmuyoruz. Değerli İstanbullular Silivri'de gereksiz yere tutuklu kalanları ziyaret edeceğiz. Madem orası soğuk, madem hukuksuzluk var, iktidar olduktan Silivri Cezaevi'ni kapatalım."
"Bizim veremeyeceğiz bir hesap yok"
Ekrem İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları:
"Artık orayı eğitim üssü mü yaparız karar sizde işte o günler çok yakın. Ben iki tane konuda burada ifade verdim bir tanesi bir panelde bu sevgili gençlik kolları genel başkanım Cem Aydın, evine çok sayıda polisle gidilip ifade vermeye götürülüyor. Cem Aydın'ın bir korkusu olur mu bu insanların. Bizim veremeyeceğiz bir hesap yok. Gider verir ifadesini. Çocukluktan beri yetişmesini gördüğüm insan üzerinden elbette hayıflanıyorum. Dedim ki biz öyle adil bir ülke istiyoruz ki. Bu milletin hiçbir evladının sabahın köründe evinden derdest edilerek alınmayacağı yargının bağımsız olduğu ülkeye biz getireceğiz diyoruz. Bizi ailesiyle tehdit etmekle suçluyorlar. Biz bir Allah'ın kulunu bile ayırmadığımızı söylüyoruz. Sen bizi en kutsalımız olan aileyi çocuğu tehdit etti diye Ekrem İmamoğlu'nu buraya ifadeye çağırıyorsun.
"Cumhurbaşkanı bu davanın da savcılığına soyunuyor"
İkincisi ise bir bilirkişisi, öyle bir bilirkişi ki istatistik kurallarını altüst ediyor. İmamoğlu ve çevresinde hangi kişi var ise o bilirkişi çağırılıyor. Başka uzman bilirkişiler tarafından tamamen yanlış olduğu teyit ediliyor.
İfşa ettik diye yargıyı etki altına alıyormuşum. Bir kere ben bilirkişi raporlarının altına imzasını çoktan atmış şeye nasıl etki edeceğim. Bir yargıya yargı mensuplarına dönüp Turpun büyüğü heybede demek ne demek biliyor musunuz? Bu ben soruşturma seviyesinde olan bu dosyaların her birini biliyorum demek değil midir? Cumhurbaşkanının böyle bir inceleme hakkı var mı? Yok. Hatta daha da ileri gidiyorsun ve ne yapılacağını da biliyorum diyorsun. Sayın Cumhurbaşkanı bu davanın da savcılığına soyunuyor
Biz aldatıldık diyenlerden usandık. Biz aldatılmayız. Yanlışı yap sonra aldatıldık de. Aldatıla aldatıla milletin yoksulluğa gömülmesine neden oldunuz. Her birimizin bütün siyasi demokratların yolu olacak. Bu işten kurtulmanın yolu sandık başka yolu yok!"