Saygın bilim dergisi Science’ta 20 Temmuz’da bir makale yayımlandı. Çalışmada 7 ve üzeri büyüklükteki 90 depremden önceki 48 saate ait GPS verileri incelendi. Ve bu depremlerden yaklaşık 2 saat öncesinde öncü bir sinyal gözlendi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Gazete Oksijen'in bunun depremlerin önceden tahmin edilebileceği anlamına mı geldiği sorusunu yanıtladı.
Çalışmanın “GPS’lerle bütün depremleri yakalama iddiasında olmadığını” söyleyen Özener “Sadece bunun olabileceğine dair bir kapı açıyor. Ancak bunun için de daha yüksek hassasiyetli cihazlar gerektiğinin altını çiziyor. Çalışmada eski verilerle bir modelleme yapılmış. Anlık veriyle çalışmıyor. Belirli kabullerle hareket ediliyor. Yani kesin olarak bu öncü sinyallerin olduğunu söylemiyor ancak sık aralıklı ölçüm yapan GPS cihazlarının deprem öncüsü sinyal almakta kullanılabileceğine dair bir ışık tutuyor. Kesin olarak tahmin edilebilir diyebilmemiz için bir depremi önceden yakalaması gerekir” diyor.
Türkiye’nin de farklı yerlerindeki sabit istasyonlarla izlemeler yapıldığını anlatan Özener şöyle devam ediyor: “Bu GPS istasyonlarının rölatif yani göreceli konumlarını çok hassas şekilde belirleyebiliyoruz. Sonra bunların konumlarındaki değişiklikleri izliyoruz, günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak. Böylece ‘yer değiştirme’ dediğimiz miktarı belirliyoruz. ‘Displacement’ da dediğimiz bu yer değiştirmeler üzerinden faylarda biriken enerjiyi, dolayısıyla olabilecek depremlerin büyüklüğünü hesaplayabiliyoruz. Türkiye’de de 147 tane sürekli gözlem yapan ‘sabit referans istasyonu’ var. Toplamda da bin 79 GPS ölçüm istasyonundan Türkiye’de bulunan yıllık yer değiştirmeleri gözlemliyoruz.”
Ege’deki hareket her yerden hızlı
Özener’in tespitlerine göre Türkiye’nin her yeri aynı hızda ilerlemiyor. Ege’de güneybatı yönünde 35-40 mm’lik yıllık hareket varken. Doğu Anadolu’da 4-5 mm hızla enerji birikiyor. Anadolu’nun ortalama yıllık hareketi ise 25 mm. Özener bu veriler üzerinden “Aslında Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir deprem olabilir çünkü her yerde bir birikim oluyor. Ama bazı yerlerde yer değiştirme çok daha az. Bu da oralarda büyük deprem üretecek enerjinin daha yavaş birikmesi anlamına geliyor” diyor.
Ege’de enerjinin diğer bölgelere kıyasla daha hızlı biriktiğini söyleyen Özener’e, İstanbul’un durumunu soruyoruz, yanıtı şöyle oluyor: “Şu an Marmara’da 7.2’lik bir enerji biriktiğini söyleyebiliriz. Bu biraz sonra da olabilir, 10-20 sene sonra da. Ancak 7.2 mi 7.0 mı olacağı bilimsel anlamda çok önemli bir tartışma olmakla birlikte vatandaşı ve karar vericileri o kadar ilgilendiriyor mu, emin değilim.”