Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adapazarı ilçe Başkanı Ayşe Füsun Çetin, "Gezi “birleşe birleşe kazanma”nın ne demek olduğunu gösteren bir deneyimdir" dedi

Ayşe Füsun Çetin, Gezi Direnişinin 10'uncu yılı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, "Gezi direnişi bütün farklılıkların bir zenginlik halinde mayalandığı küçük bir adaydı. Herkes elindeki kadarını getirdi, ihtiyacı kadarını aldı sadece. Yağmaya, talana, kâr hırsıyla yaşayanlara bir cevap bir alternatif oldu. Nasıl bir kent, park, yönetim, yaşam istemediğinden ziyade nasıl bir dünya kurulabileceğini anlatan bir örnekti" ifadelerini kullandı. Çetin, şöyle devam etti:

3 vekilin istafası: Erdoğan Bahçeli'ye bazı görüntüler izletti! 3 vekilin istafası: Erdoğan Bahçeli'ye bazı görüntüler izletti!

"Bu memleket aydınlığa kavuşsun diye gencecik yaşlarında hayatlarını kaybeden, bizden ayırdıkları Berkin’imizin, Ali İsmail’imizin, Abdo canımızın, Mehmet’imizin, Ethem’imizin, Ahmet’imizin, Medeni’mizin ve Hasan Ferit’imizin anıları mücadelemize ışık tutuyor.
Gezi direnişinde gözünü kaybedenlerin, yaralananların, yargılananların, işsizliğe, sürgüne mahkûm edilenlerin, ödetilen her bedele karşın Gezi’nin anısına toz kondurmayan tavırlarıyla dimdik duranların varlığı mücadele azmimizin kaynağını oluşturuyor.
Gezi’nin onuncu yılında, şehir şehir dalga dalga yayılan, yasaklara, hukuksuz cezalara, baskıya, ranta, talana, yalana, tüm ayrıştırma politikalarına karşı yan yana durduğumuz, sesimizi çığa dönüştürdüğümüz o şanlı direnişten hala ilk günkü gibi gurur duyuyoruz.
Gezi “birleşe birleşe kazanma”nın ne demek olduğunu gösteren bir deneyimdir. Bütün itibarsızlaştırma çabalarına karşın, muhtemel bir Gezi iktidarın korku kaynağıdır. Gezi ısrar ve inadı deprem zamanındaki dayanışmada, tek adam düzenini yıkmak için sandığa giderken, Boğaziçi kayyumuna karşı direnişte ve daha birçok yerde yaşıyor.
Gezi’ye duyduğu öfkeyi 6 yıl sonra açılan davaların sonucunda 7 kişiyi tutuklatarak gösteren AKP iktidarı yargının üzerinden elini çekmeli ve Mücella Yapıcı ve arkadaşları serbest bırakılmalıdır. Son seçimlerde parlamentoya seçilen Can Atalay Meclis’e gidebilmelidir.
Toplumsal yaşam yapısına müdahaleden kaç çocuk doğuracaklarına karışmaya kadar varan baskılara, tek tipleştirmeye, düşman gibi görülen karşı halkın haysiyet mücadelesine dönüşen  
Gezi olayları üzerinden on yıl geçmiş olmasına karşı aynı düşmanca tavrın, ötekileştirmenin sürdürüldüğünü, hukuk dışı, demokrasi karşıtı hükümet refleksinin adeta devlet politikasına dönüşerek devam ettiğini üzülerek görüyoruz.
Siyasi iktidar bugün gösteri hakkı, konser, festival gibi en temel barışçıl ve demokratik haklarla ilgili nezaketsiz, tehdit içeren, yasakçı açıklama ve uygulamalarını fütursuzca sergilemektedir. 
CHP olarak, Başta iktidarı, valileri, emniyet güçlerini barışçıl, demokratik protesto haklarını elinde tutan ve bu haklarını kullanmak isteyen kitlelere karşı şiddet kullanmaktan kaçınmaya, demokratik hakların kullanımına yönelik engelleri kaldırıp yurttaşlarımızın hakkına saygı duymaya, protesto haklarını özgürce ifade edebilmeleri için gerekli ortamı yaratmaya özen göstermeye çağırıyoruz.
Devletin tüm imkânlarının iktidar adına kullanıldığı, dünya tarihinin gördüğü en adaletsiz seçimlerinden birinden çıkan sonuç bizi umutsuzluğa sürüklemeyecek. Asla karanlığa teslim olmayacağız."

Editör: Tuncer Kalaycı