Almanya'da parlamento transseksüel, interseks ve nonbinary bireylerin resmi kayıtlarda isim ve cinsiyetlerini değiştirmelerini kolaylaştıracak yasayı onayladı.
"Kendi kaderini tayin yasası" olarak bilinen düzenlenme 2021 yılının sonunda göreve gelen Başbakan Olaf Scholz lideriliğindeki liberal eğilimli hükümetin vaatleri arasındaydı. Cuma günü oylanan yasa 1 Kasım'da yürürlüğe girecek. Yasa, yetişkinlerin başka formaliteler olmaksızın nüfus müdürlüklerinde ilk isimlerini ve yasal cinsiyetlerini değiştirmelerine imkan tanıyacak. Bu kişilerin değişikliği yapmadan üç ay önce kuruma bildirimde bulunmaları gerekecek. Kırk yıl öncesine dayanan mevcut yasa, resmi belgelerde cinsiyet değiştirmek isteyen bireylerin önce "transseksüelliğe özgü sorunları sorunları yeterince bilen" iki ayrı uzmandan rapor alınmasını ve mahkeme kararını gerekli kılıyordu.
Toplumsal Cinsiyet Çeşitliğinin Kabulünden Sorumlu Federal Hükümet Yetkilisi Sven Lehmann, mevcut yasanın çok fazla acıya neden olduğunu belirterek, "Bunun tek nedeni insanların oldukları gibi tanınmak istemeleriydi. Ve bugün nihayet buna bir son veriyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Yeni yasa, 14 yaş ve üzeri reşit olmayanların ebeveynlerinin veya vasilerinin onayıyla isimlerini ve yasal cinsiyetlerini değiştirmelerine de izin izin veriyor. Aieleri tarafından izin verilmediği takdirde gençler aile mahkemesine başvurabilecek. 14 yaşından küçüklerde ise yetki tamamen ebeveynlerde olacak.
Yeni yasa sadece bireylerin yasal kimliklerine odaklanıyor. Ülkedeki cinsiyet geçiş ameliyatlarına ilişkin kurallarında herhangi bir değişiklik içermiyor.
Af Örgütü'nden eleştiri
Uluslararası Af Örgütü yaptığı açıklamada yasanın kabul edilmesinin memnuniyetle karşılandığını, ancak beklentilerin ve insan hakları gerekliliklerinin gerisinde kaldığı bildirildi.
Uluslararas Af Örgütü'nden Claude Beier, 14 yaşını doldurmuş küçükler için sadece ebeveynlerinin veya vasilerinin rızasının değil, aynı zamanda bir danışmanlık hizmetinin de gerekli kılındığını belirterek, bu durumun gençlerin özgür iradelerini göz ardı ettiğini savundu.