Galiba iki yıl kadar önce,“ Kocaeli Zemin Etüdü Haritası yapılıyor.” gibi bir haber okumuştum.
Ülkede her gün irili ufaklı bir dolu deprem oluyor. Sakarya’da çok deprem yaşadık. Bu haberler tüylerimizi diken diken yapar.
Etbalık’tan, Pancar yoluna kadar uzanan ana caddelerin çok katlı eski binaları; Adapazarı Kaymakamlığı’ndan, Serdivan Belediyesi’ne ve o tepelere kadar, var olan eski ve yeni binalar depreme ne kadar dayanıklıdır?
Kimse, imar denetimi çok sıkı demesin. Deprem temeli, bohçalama, demir kullanımı- bağlamaları, beton kalitesi? Bu denetimler yüzde 80 olsa razıyım.
Birçok meslek kuruluşu olan bitene karşı çıktığında, siyaset “Kapatalım şunları!” dediği gün, zaten tuz da kopar. Tersine, gerçekçi denetim şarttır.
“Ekonomik sıkıntı var” söylemi bilinen bir gerçek. Ama maşallah inşaat sektörü dörtnala! Beton mikseri görmeden 10 kilometre gidemiyorsun.
Gıda Sertifikaları’nın denetimi oluyor mu, korkarım. İmardan - inşaattan da korkuyorum. Müteahhit gibi müteahhitlerden değil; herkesin müteahhit kesilmesinden…
Her konuda denetim eksikliğimiz var gibi? Denetim zorunluluğunu köşe yazarlarının dile getirmesi bir görev. Belgeli Kamu Denetimi yüzde 100 şarttır.
Örnek: Sakarya dağları genelde yüksekliği azalmış yaşlı dağlardır. Fırtına, kar, yağmur benzeri büyük doğa olaylarında toprak kayması hiç sürpriz değildir.
Şehir merkezinde ve ilçelerde imara açılan bu dağlarda 3-5-10 metre istinat duvarlı binalar son yıllarda pıtrak gibi arttı. Kimi yerde görüntü ürpertici…
10-12 metre yükseklikte binanın hemen 3-4 metre arkasında tepeden bakan 10-15 metre istinat duvarı olur mu, o binalarda rahat uyunabilir mi?
Dağlara tırmanan 5 - 10 metrelik istinat duvarlı yollar var. Dağlar teraslanarak yollar açılmış. İstinat olmayan kimi yamaçları ağaç kökleri tutuyor.
Serdivan’da da, Sapanca’da da heyelan-kayma tehlikesi olan çok tepe var. Peki, Sakarya’nın Kamu Onaylı İmar Zemin Haritaları var mı?
Tepeleri geçin. Düz ovadaki Adapazarı ve diğer ilçelerin zemin haritaları var mı? Adapazarı merkezde kefil olunamaz, çok sayıda deprem görmüş binalar?
Şehrimizin ve ülke ekonomisinin taş, beton ve imar ekonomisi sayesinde biraz ayakta kaldığı yazılır. Bizim önceliğimiz halkın can güvenliği nerede?
Yaşadığım yerde güvende sayılırım. Korkum kişisel değil. Ben bu şehirde doğdum. Bu halkla beraber kaç deprem yaşadık, içim yanar.
1999 Yüzyılın Depremi’nde hepimize hayat toprağı olan Deprem Sığınma Alanları’nın hemen hiçbiri şu anda yok. Rant bizi ezdi geçti.
Vefasız şehrime şunları da hatırlatalım; Sadettin Tantan gibi bir İçişleri Bakanımız yok.
Sakarya nasıl Büyükşehir Belediyesi oldu? İçimizde bunu yaşayan, kendilerini anlatanlar, Ankara başkent onayını hatırlatmayı da erdem bilmeli.
Depremde; Türkiye’nin en çağdaş Araç Gereç Donanımlı, en geniş-genç kadrolu Arama Kurtarma Birliği nasıl kuruldu? Onlarla hala gurur duyuyoruz!
Vali Cahit Kıraç ve deprem deneyimli o harika kadrolar Sakarya’ya nasıl geldi? Üstelik hala Valiliğin o günlerdeki kitapları elimden düşmez.
Bakın, bu şehirde ulaşım artık zaman zaman hayatı kilitler hale geldi. Sıra dışı her olayda değil, her günkü olağan hayat bile öyle.
Deprem bölgesindeyiz; bunlara hazır olmamız kaçınılmaz.
Peki de; Adapazarı Garı’nı kimler ve hangi akıllar hala işleyişe sokamıyor. Para kazanma hırsına Şehir Garı’nı feda edenler olursa, şehir buna nasıl susar?
Olağan günlük şehir yaşamında da, olağanüstü hal ve doğa felaketlerinde de, Adapazarı Garı hayatımızın en önemli can simididir.
Sakarya, eşsiz coğrafyası ile Türkiye’nin gözbebeğidir. Ama Türkiye’nin Çağdaş Yaşanacak Kenti olamadık. Büyük hatalar yapıyoruz.
Bir milyon Sakaryalı en az hata yapacak kent yönetenlerini bulacak, bulmalı…